Öz
1830 yilinda Ermeni Katolikler, Sultan II. Mahmut tarafindan ayri bir millet olarak taninmistir. Ermeni Katolikler ayri bir millet olarak tanininca, bazi haklar elde etmislerdir. Bu haklar çerçevesinde de idari-dini yapilanmaya gitmislerdir. Papa, bu yapilanmaya dogrudan müdahale ederek, Osmanli topraklarindaki hem Ermeni Katolikler hem de diger Katolik taifeleri üzerinde nüfuz sahibi olmak istemistir. Ermeni Katoliklerin bu durumuna kayitsiz kalmayan Âli Pasa ve Kastro Bey birer lâyiha yazmislardir. Bu lâyihalar Ermeni Katolik cemaatinin kurulusu, cemaat içinde yasanan çekismeler ve Papa'nin Ermeni Katoliklere müdahalesi hakkinda önemli bilgiler vermektedir. Bu çalismada Âli Pasa ve Kastro Bey'in yazdigi lâyihalar maddi ve muhteva açisindan incelenerek, transkripsiyonlari yapilmistir.
Anahtar Kelimeler: Katolik, Ermeni Katolik, Âli Pasa, Kastro Bey, Lâyiha.
Abstract
Armenian Catholics were recognized as a separate community by Sultan Mahmut II in 1830. When they were recognized as a separate comunity, Armenian Catholics obtained certain rights. They built their administrative and religious organizations as part of these rights. Through direct intervention, the Pope tried to gain influence over the Armenian Catholics, as well as other Catholic community in the Ottoman Lands. Âli Pasha and Kastro Bey did not remain indifferent to the situation the Armenian Catholics were in and wrote a pleading each. This pleadings provide important information on the formation of the Armenian Catholic community, the confllicts in the community and the Pope's intervention in the affairs of the Armenian Catholics. In this study, pleadings by Ali Pasha and Kastro Bey is transcribed and studied in terms of material and content.
Keywords: Catholic, Armenian Catholic, Ali Pasha, Kastro Bey, Pleading.
Giris
Hristiyanligi kabul eden ilk millet olarak tarihe geçen Ermeniler, Osmanli topraklari üzerinde dinî olarak Gregoryen1, Katolik ve Protestan Ermeniler olmak üzere üç ana kiliseye bölünmüslerdir. Bu bölünmenin temel sebebi bazi siyasi-dini amaçlarini/politikalarini gerçeklestirmek isteyen Katolik ve Protestan devletlerin Ermeniler arasinda yürütükleri misyonerlik faaliyetleridir. Ermeniler arasinda misyonerlik faaliyerlerini en basta Katolikler baslatmislardir. Protestanlar ise Katoliklerden çok daha sonra misyonerlik faaliyerlerine baslamislardir2.
Katolik devletler ve Papalik, XVII. yüzyildan beri Osmanli topraklarinda Katolik propagandasi yaparak, Rum ve Ermeniler arasinda Katolikligi yaymak için misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuslardir3. Katolik devletler içinde bir adim önde olan Fransa, Kapusen(Capuchin) ve Cizvit(Jesuit) papazlarindan olusturdugu misyonerlik teskilati ile Osmanli cografyasinda Katolikligi yaymaktaydi4. 1652 yilinda Halep Konsolosu Fr. Piquet, Katoliklige geçen herkesin Fransa'nin himayesinde oldugunu ilan etmis ve 1660'tan sonra Ege Adalari'ndaki Katolik kiliselerinin Fransiz himayesinde oldugunu belirtmek için Fransiz bayragi dalgalandirmistir5. 696 yilinda Katolik faaliyetlerinden rahatsiz olan Istanbul'daki Ermeniler, bazi Fransiz rahiplerinin Papa'dan aldiklari talimatla vilayet vilayet gezip Rum, Ermeni ve diger milletler arasinda Katolikligi yaymaya ve gayrimüslimler arasinda karisikliklar çikarmak istediklerini Padisah'a arz etmislerdir6. Fransa'nin bu faaliyetlerindeki amaci sadece dini degil, siyasiiktisadi düsüncelerin de tatbikiydi. Fransa, Osmanli ülkesinde elde ettigi kapitülasyonlar sayesinde faaliyetlerini yogunlastirmis ve bu faaliyetlerinin sonucunda Hristiyanlar arasinda Katolik mezhebine geçmeler oldukça artmistir7.
Katolik rahiplerinin misyonerlik faaliyetleri neticesinde özellikle Ermeniler arasinda Katolikligi benimseyenler oldukça artmis ve Ermenilerden ayri olarak yeni bir grup olan Ermeni Katolik cemaati dogmaya baslamistir. Misyo2 nerlik faaliyetleri XIX. yüzyilin baslarinda basariya ulasmis ve nihayetinde Ermeni Katolik cemaati Sultan II. Mahmut tarafindan 1830 yilinda müstakil bir millet olarak taninmistir. Böylece Rum, Ermeni ve Yahudi milletlerinden sonra Ermeni Katolikler de millet statüsüne kavusmustur. Ermeni Katolikler millet statüsüne kavustuktan sonra patriklik ve piskoposluk kurma hakki, sürgün edilen Ermeni Katoliklerin geri dönme hakki, yeni kilise insa etme hakki ve diger cemaatlere taninan haklarin Ermeni Katoliklere de taninmasi haklarini elde etmislerdir8.
Ermeni Katolikler ayri bir millet olarak taninmasina ragmen milletbasina patrik unvani verilmemistir. Bu durum ilerleyen yillarda bazi sorunlara sebep olunca 1835 yilinda atanan milletbasina patrik unvani verilmistir. Ancak bu zamanda cemaatin kurumsallasma yolunda sorunlari bitmek bilmiyordu. Özellikle 1846 yilinda Hasun Efendi'nin baspiskopos olmasi Ermeni Katolikler arasinda ciddi sorunlarin çikmasina sebep olmustur. Çünkü cemaatin fikri alinmadan Hasun Efendi bu makama getirilmisti. Bunun üzerine cemaatin ileri gelen on iki amirasi, Papa'ya mektup yazarak sorunlarinin çözülmesini istediler. Papa ile Hasun Efendi arasinda yapilan yazismalarda sorunlarin Istanbul'daki Mihitaristlerin baspiskoposlugu ele geçirmeye çalismasindan kaynaklandigi belirtilmistir. Neticede Papa, sorunlarin halledilememesi üzerine Sayda Baspiskoposu Innocenzo Ferrieri'yi 1848 yilinda Istanbul'a gönderdi. Osmanli Devleti, Ermeni Katoliklerin sorunlarinin giderilmesi adina Baspiskopusun gelisini önemsemekteydi. Hariciye Naziri Âli Pasa, Baspiskoposun gelisi münasebetiyle bir ziyafet vermis ve sehirdeki bütün yabanci elçileri davet etmistir9.
1866 yilinda Ermeni Katoliklerin katogikos ünvanli en büyük ruhani reislerinin ölümü üzerine yerine Hasun Efendi atanmistir. Hasun Efendi'nin katogikos olarak seçilmesiyle Osmanli Devleti'nde Papalik ve Ermeniler arasindaki bazi anlasmazliklar iyice gün yüzüne çikmistir10. Olaylara dogrudan Papalik müdahale ederek, Ermeni Katolikler üzerinde himaye kurmak istemistir. Bunu kabullenmeyen Osmanli Devleti olaya müdahale etmek istemese de, patriklik seçimine müdahil olmak zorunda kalmistir. Papaligin, Katolik Ermenilere müdahalesi ve Osmanli Devleti'nin buna karsin tavrini detaylariyla anlatan Âli Pasa ile Kastro Bey11 tarafindan kaleme alinan birer lâyiha bulunmaktadir. Kastro Bey, 1879 yilinda lâyihasini sunarken daha önce Âli Pasa tarafindan kaleme alinan lâyihayi da sunmustur. Osmanli Devleti'nde gayrimüslim hukuku açisindan önemli bilgiler veren bu lâyihalarin tamaminin yayinlanmasi faydali olacaktir. Esasen tespit edilebildigi kadariyla daha önce iki arastirmaci bu lâyihalari incelemis olup, çalismalarinda istifade etmislerdir. Ancak yapilan çalismalarda lâyihalarin tamami çevrilmemis olup, bir çalismada sadece lâyihanin adi zikredilmis12, diger çalismada ise çok az bir kismi çevrilmistir13. Bu amaçla bu çalismada lâyihalar muhtevasina göre ayrilarak, baslica öne çikan konular açiklanmaya çalisilmistir. Yer yer lâyihadaki bilgilerin daha anlasilir hale gelmesi için de açiklamalarda bulunulmustur. Çalismanin sonunda ise, lâyihalarin transkripsiyonlari yapilmistir.
1. Lâyihalarin Maddi Tanitimi ve Muhtevasi
Lâyihalar toplam alti varak olup, düzgün olmayan bir sekilde rik'a yazisi ile yazilmistir. Varaklarda sayfa numarasi olmayip iki varak bos, iki varak da yarimdir. Varaklar içinde sadece Âli Pasa ve Kastro Bey tarafindan kaleme alinan lâyihalar olmayip, Hariciye Naziri Server Pasa(1871-1872) tarafindan Papa Elçisi Monsenyör Franki'ye yazilan tahrîrât ve Sadrazam Mahmut Nedim Pasa tarafindan Katolik Milleti Efendilerine yazilan bir buyrultu da bulunmaktadir. Ermeni Katolik cemaati hakkinda önemli bilgiler veren bu lâyihalarda, Osmanli topraklari üzerinde hangi Katolik kiliselerin oldugu ve bunlarin nüfuslari, patriklik seçimi ve patriklere verilen haklar, Rusya'nin Rumlar ile Ermeniler üzerinde himaye kurma tesebbüslerine dair önemli bilgiler bulunmaktadir14.
1.1.Osmanli Topraklari Üzerindeki Katolik Taifeler
Âli Pasa'nin kaleme aldigi lâyihada ilk göze çarpan bilgi, Osmanli topraklari üzerinde hangi Katolik taifelerin oldugu ve bunlarin yaklasik nüfuslaridir. Lâyihaya göre, Osmanli topraklari üzerinde Rum ve Ermeni milletlerinin disinda Katolik mezhebini kabul etmis olan bes taife bulunmaktadir. Bunlar Ermeni Katolik, Keldani15, Melkit16, Süryani Katolik17 ve Marunî18 taifeleridir. Bu taifelerin çok az bir kismi Rumeli, birazi Istanbul'da, digerleri ise Anadolu, Irak ve Sam bölgesinde yasamakta olup, yaklasik nüfuslari bir milyondur19. Bu Katolik taifelerinin millet ve kiliseleri birbirinden farkli olup, Sark Katolik Kiliseleri namiyla her birinin müstakil kiliseleri ve patrikleri vardir. Her taife diger bir taifenin kilisesini tanimamakla birlikte Papa'yi Katolik mezhebinin en büyük ruhani reisi oldugunu kabul etmektedirler. Dini meselelerde Papa'ya itaat etmelerine ragmen gerek kilise nizamnamesinde ve gerek patriklik atamalari ya da azledilmelerinde Papa'nin müdahalesini kabul etmezler. Çünkü Sark Katolik Kiliseleri, Roma'nin müdahalesini kabul etmeleri durumunda, kiliselerinin bagimsizligini ve kadim haklarini kaybedeceklerine inanmaktadirlar.
1.2.Patriklik Seçimi ve Patriklerin Yetkileri
Lâyihada ikinci önemli husus, Osmanli Devleti'nde patriklerin devlet mi yoksa millet mi tarafindan seçildigi sorusuna verilen cevaptir. Lâyihaya göre, Osmanli Devleti'nde patrikler dogrudan dogruya devlet tarafindan seçilmez. Hristiyan milletler, mezhepleri geregince kendi içinde patriklerini seçerek, merkeze seçim sonucunu bildirirler. Osmanli Devleti, seçim sonucunu uygun bulmasi neticesinde bazi patriklere berat vermek suretiyle bazilarina da sadece makamlarini tasdik etmek suretiyle seçimi onaylanirdi. Osmanli topraklarinda yasayan Hristiyanlar Osmanli Devleti'nin siyanetinde yani korumasi altindadirlar. Patrikler devletin ya da milletin aleyhinde bir harekette bulunmasi neticesinde derhal milletin iradesiyle patrik azledilir ya da degistirilir ve gerekli olmasi durumunda ise patrik cezalandirilir20.
Patriklik seçiminde herhangi bir dis devletin müdahalesi kabul edilemez. Kabul edilmesi durumunda devletin ve milletin kadim haklarina ve istiklaline halel gelmis olur. Osmanli Devleti'nde patrikler diger devlet ya da ülkelerdeki gibi memleket islerinden, halkin dünyevi ve siyasi islerinden soyutlanarak, yalnizca dua etmek, vaftiz etmek, nikâh kiymak ve günah çikarmak gibi kilise islerinden sorumlu tutulmazlar. Osmanli Devleti'nde patrikler, kendi cemaatleri üzerindeki islerin yaninda bulunduklari vilayet ve sancaklardaki memleket meclislerinde üyelikte bulunma, cemaati ilgilendiren konularda müzakereye girip oy kullanma, mazbata imzalama ve cemaatin vergisini ödemelerinden sorumlu olma gibi görevler yürütürler. Dolayisiyla patrikler, hem devletle millet arasinda iletisimi saglayan hem de memleketin islerinden sorumlu bir kisilige sahiptirler. Bundan dolayi patriklik seçimine herhangi bir devletin müdahalesi kabul edilemez.
1.3.Rusya'nin Rum ve Ermeniler Üzerinde Himaye Kurma Tesebbüsü
Lâyihalarda üçüncü önemli nokta, Rusya'nin Osmanli Devleti üzerindeki emellerine ulasmak için Rum ve Ermeniler üzerinden yürüttügü politikalara dairdir. Rusya, Osmanli topraklari üzerinde dini, siyasi ve iktisadi amaçlarini elde etmek için Osmanli topraklarinda yasayan Ortodoks Rumlarin hamisi rolünü üstlenmistir21. Rusya, amaçlarini gerçeklestirebilmek için Kirim Savasi'ndan önce Osmanli topraklari üzerindeki Ortodoks tebaanin kendi himayesine verilmesini istemisti. Osmanli Devleti bu teklifi ret etmesi üzerine Rusya, amaçlarini askeri kuvvet ile almaya çalismis ve Osmanli Devleti'ni Kirim Savasi gibi büyük bir savasa sürüklemistir22.
Lâyihada Kirim Savasi'ndan bahsedilerek, Papa'nin Ermeni Katoliklere müdahalesinin Rusya'nin Kirim Savasi'ndan önce sundugu tekliften daha agir bir teklif oldugu belirtilmektedir. Osmanli Devleti'nin Kirim Savasi'ndan sonra elde ettigi tek sey 1856 Paris Antlasmasi'nin maddeleri olmustur. Antlasmadan sonra Avrupali devletlerin gayretleriyle antlasma maddeleri birer ikiser geçersiz hale getirilmistir. Bu hal ise tamamen Rusya'nin isine yaramistir. Hatta Rusya aleyhinde olan en önemli Karadeniz ile ilgili olan madde bile geçersiz olmustur. Simdi antlasmadan geri kalan Osmanli Devleti'nin tebaasina kimsenin müdahale etmemesi kalmisken, Papa'nin Ermeni Katoliklere müdahalesinin kabul edilmesi bu maddenin de geçersiz olacagi manasina gelmektedir. Rusya bunu firsat bilerek, tekrar Ortodokslari himaye etmeye ya da Ermeniler üzerinde himaye kurmaya çalisabilir. Çünkü Rusya bu dönemde Ermenilerin Eçmiyazin ile olan iliskilerini gelistirmek istemekteydi23. Kastro Bey, lâyihasinda bu duruma vurgu yaparak, Fransa'nin elçisi vasitasiyla Ermeni Katoliklerin durumuna müdahale etmesinin dogru olmadigini, bunu firsat bilecek olan Rusya'nin Istanbul Rum Patrikhanesi'ne ait olan patrik tayin ve azletme gibi islere karisacagini belirtmektedir. Bundan dolayi yabanci bir devlet elçisinin Osmanli Devleti tebaasi olan Ermeni Katolikleri ilgilendiren bir konudaki telkinleri kesinlikle kabul edilemez. Nitekim Kastro Bey'in dedikleri çikmistir. Papa'nin Keldanilere dogrudan patrik atamasini ve Monsenyör Frankli adinda bir elçinin Istanbul'a gönderilmesini firsat bilen Rusya, Eçmiyazin piskoposlarindan Celalyan adinda bir rahibi Istanbul'a göndermistir. Kastro Bey'in belirttigine göre, o dönemde Âli Pasa vefat etmis gibi olup, sadarette Mahmut Nedim Pasa gibi cesur bir zat bulundugundan derhal olayin ehemmiyetini anlamis ve elçiyi defetmistir.
1.4.Ermeni Katolik Cemaati ve Papa'nin Müdahalesi
Ermeni Katolik cemaati daha önce de belirtildigi gibi 1830 yilinda Sultan II. Mahmut tarafindan ayri bir millet olarak kabul edilmistir. Ermeni Katolik cemaati ve Papaligin bu cemaatin iç islerine müdahalesi Âli Pasa ve Kastro Bey'in sundugu lâyihalarin asil konusunu olusturmaktadir. Lâyihalarda Ermeni Katolik cemaati hakkinda ve Papaligin ne sekilde cemaatin islerine karistigina dair önemli bilgiler bulunmaktadir.
Lâyihaya göre, Osmanli Devleti'nde Katolik taifelerinden biri Ermeni Katolik taifesidir. Bunlarin en büyük ruhani reisi Kilikya(Katogikos) adiyla bilinip, patriklik makami Cebel-i Lübnan'dadir. Ermeni Katolik patriginin ölümü üzerine usulü veçhile yeni bir patrik seçilirken, Papa seçime müdahale etmis ve bundan dolayi hayli bir vakit yeni bir patrik seçilememistir. Nihayetinde HaKirim sun Efendi adinda bir rahip cemaat tarafindan patrik seçilmistir. Hasun Efendi daha patrikligi tasdiklenmeden yani daha patriklik beratini almadan Papa'nin duasini almak bahanesiyle Roma'ya gitmistir. Hasun Efendi bu hareketiyle Osmanli Devleti'nin yillardir kendilerine sagladiklari düzeni, haklari ve imtiyazlari hiçe sayip, bu haklari Papaliga teslim etmistir. Papalik da onun patrikligini onaylamis, patriklik makamini Istanbul olarak degistirmis ve Reversurus yani Degisim(tagyirat) Nizamnamesi adinda bir talimati Hasun Efendi'ye vererek, onu Istanbul'a geri göndermistir.
Bu nizamnameye göre, Ermeni Katolik milletinin patrik ve piskopos tayinleri sadece Papaliga ait olup, kimsenin buna müdahale etmeye hakki yoktur. Papalik tarafindan atanmayan rahip ya da piskoposlarin görevleri geçersizdir. Kiliselere ait mallar Papaligin nezaretinde olup, izin almadan bunlar hakkinda bir karar alinmamalidir. Millete müteallik olan hal ve hareketler daima patrik tarafindan Roma'ya bildirilecektir. Son olarak nizamnamede, Ermeni Katoliklere uygulanacak olan bu talimatin daha sonra diger Katoliklere yani Keldani, Melkit, Süryani ve Marunî kiliselerine de uygulanacagi belirtilmektedir.
Papaligin bu Nizamnamesinden anlasildigi üzere yillardir Osmanli Devleti'nde Avrupali devletlerin gayrimüslim reayayi himaye ederek yaptiklari siyaseti simdi Papaligin da yapmak istemekte oldugu açikça anlasilmaktadir. Ancak bu durum devletin istiklaline aykiri olup, Osmanli Devleti'nin Ermeni Katoliklere verdigi haklar ortadayken Papaligin buna müdahale etmesi kabul edilemez. Papalik, Ermeni Katoliklerin durumuna müdahale ederek ve Osmanli topraklarindaki tüm Katolik kiliseleri hakkinda karar alarak, bu kiliseleri Osmanli Devleti'nin hükmünden çikarip, kendi nüfuz ve tesiri altina almak istemektedir. Ayrica Papaligin aldigi bu kararlarin simdilik kabul edilmesi durumunda, bu bir imtiyaz ya da kapitülasyon rengini alacak ve zamanla diger Avrupa devletlerin iddialarinda da emsal teskil edecektir.
Osmanli Devleti her ne kadar Hasun Efendi'yi Ermeni Katoliklerin patrigi olarak tanimissa da bu çok uzun sürmemis, bir kisim Ermeni Katoliklerin yaptigi yeni bir seçimle Diyarbakir Piskoposu Küpeliyan patrik olarak atanmistir. Ancak Osmanli Devleti seçime tüm Ermeni Katoliklerin katilmamasindan dolayi Küpeliyan'in patrikligini onaylamamistir. Bunu firsat bilen Papalik da Küpeliyan'in patrik olarak atanmasini engellemek için Madrid Elçisi Aleksandr Frankli'yi Istanbul'a göndermistir24. Frankli, Osmanli cografyasindaki tüm Katolik taifelerinden ziyade Ermeni Katolik taifesine ait islerde Papalik ile olan iliskilerini kesin olarak düzenlemek ve belirlemek üzere bir tür anlasma yapmakla görevlendirilmisti25. Daha önce de belirtildigi üzere lâyihalarin içinde Hariciye Naziri tarafindan bu elçiye yazilan ve 27 Eylül 1871 tarihli bir tahrîrât da bulunmaktadir. Bu tahrîrâta göre, Osmanli memleketlerinde muhtelif Hristiyan ce24 maatlerinin dini-idari isleri bizzat kendileri tarafindan görülmekte olup, Paris Antlasmasi bunun en kati delilidir. Babiâli, kendi serefini muhafaza etmekle beraber antlasma hükümlerine uymayi kendisine vazife bilmistir. Simdi ruhban sinifin idaresine ait bir meselede müzakereye giriserek, kendi vazifesine ve antlasma maddelerine halel getirilemez. Osmanli Devleti, her sinif tebaasiyla dogrudan dogruya vasitasiz bir sekilde ve hiçbir taraftan müdahale olunmadan kendi himayesinde ve adilane bir sekilde yönetmektedir.
Lâyihada bu tahrîrâtin disinda Mahmut Nedim Pasa tarafindan Katolik Milleti Efendilerine hitaben ve Patrik Hasun Efendi'nin azliyle ilgili 11 Mayis 1872 tarihli bir buyrultu bulunmaktadir. Bu buyrultuya göre, Katolik Patrikliginin Istanbul'da kurulmasindan beri verilen taahhütler ve teminatlar üzerine patriklige getirilen Hasun Efendi, Roma'da patrikliginin ilan edilmesiyle iç islerine tecavüz etmis ve Reversurus'un kabul edilmesiyle birlikte ise Katolik cemaatinin nail oldugu imtiyaz ve muafiyetlere aykiri davranmistir. Bundan dolayi mevcut sikintilar giderilerek, Osmanli Devleti tebaasindan sadik bir zatin eski usullere göre patrik seçilmesi ve Babiâli'ye bildirilmesi gerekmektedir.
2. Lâyihalarin Transkripsiyonu
2.1.Âli Pasa'nin Lâyihasi
Lâyiha-i mufassal ve meshûredir kî Âli Pasa merhûm tarafindan kaleme alinmisdir
Devlet-i 'Aliyye'nin Rum ve Ermeni milletlerinden baska Katolik mezhebinde olarak bes kat teb'asi olub bunlardan biri Ermeni Katoligi ve biri Keldâni ve biri Melkit ve biri Süryâni ve biri Marûni tâ'ifeleridir ki bunlarin efrâdi nâdiren Rum ilide ve küsûri Der-sa'adet ve bütün Anadolu ve Beyrü's-Sam ve Irak tarafinda mütemekkin olarak mikdâr-i nüfuslari dahî bir milyon karîbdir isbû bes tâ'ife mine'l-kadîm milliyet ve kilisâca biri birinden ayru olarak Sark Katolik Kilisâlari nâmiyla her birinin müstakil kilisâlari ve patrik ve sâ'ir rü'esâ-yi rûhânileri olub biri digerinin patrik ve kilisâsini tanimadigi misillû Papa hazretlerini dahî yalniz Katolik mezhebinin en büyük re'îsi bilirler fakat umûr-i i'tikâdîyede anâ îttiba' idüb bundan gayri olan husûslar da ya'ni millet ve kilisâca olan nizâmâtda ve patrik ve sâ'ir rü'esâ-yi rûhâniyelerinin intihâb ve nasb ve 'azlinde ve kilisâ ve sâ'ir ayin-i milliyelerinde idâre ve tasarrufunda Roma'nin bunlara asla müdâhalesi olmadigi gibi bu husûslarda bunlarin dahî Roma tarafina mürâca'ati mezhebce mecbûriyetleri olmayub egerçi milel-i mezkûreye Avrupa Katolikleri misillû her veçhile nüfuz ve müdâhale altina almak husûsi öteden berû Roma'nin iksâ-yi âmâlî ise de bunlar ol-veçhile oranin yed-i müdâhalesine düsdükleri halde kilisâlarinin istiklâl imtiyâzini ve hukûk-i kadîmelerini ve milliyetlerini gâ'ib idecekleri i'tikâdinda bulunmalariyla bundan ihtirâzen cemî' zamânda bu makûle seylerde Roma'ya islerine müdâhale itdirmekden ictinâb üzre bulunub Devlet-i 'Aliyye'nin bidâyet-i zuhûrundan berû dahî zîr-i cenâh-i saltanat-i seniyyede hukûk ve imtiyâzlarini muhâfazasiyla asûde nesîd olmuslardir
Gelelim meydanda olan Ermeni Katoligi meselesine bâlâda beyân olunan bes kat Katolik teb'asindan biri Ermeni Katoligi olub bunlarin asil patriki Kilikya nâmiyla mevsûm ve patriklik makarr-i Cebel-i Lübnan'da vâki' olmasiyla çend sene mukaddem orada olan patrik vefât idüb yerine usûlü veçhile piskopos cemâ'ati âherini intihâb itmekle mübâseret itdikleri sirada keyfiyet Roma tarafindan müdâhale olunarak ve hâricen ve dâhilen dahî bu müdâhaleye mu'âvenet kilinarak hayli zaman intihâb hâlidesi te'hir itdirildikden sonra yine Ermeni Katolik rü'esâ-yi rûhâniyesinden olarak Der-'aliyye'de bulunan Hasun nâm râhibin patrik intihâb olunmasina mezkûr piskopos cemâ'ati tesvîk ve icbâr olunub birçok kesâkesden sonra bi'z-zarûre izhâr-i muvâfakatle fakat patrikligin ve kilisânin imtiyâz ve hukûk-i kadîmesini kemâkân muhâfaza eylemek sarti üzerine piskopos cemâ'ati mûmâ-ileyh Hasun patrik intihâb itmisler ve ba'de'lintihâb mûmâ-ileyh buraca kendüsünü tasdîk itdirmeksizin Papa hazretlerinin bir du'âsini almak bahânesiyle Roma'ya vusûlünde hilâf-i sart-i intihâb Ermeni Katoligi Kilisâsi'nin ve Patrikligi'nin ber minvâl-i muharrer kadîmen hâ'iz oldugu hukûk ve imtiyâzi Papa hazretlerine ferâg ve teslîm idüb Papa hazretlerinin dahî kendüsünü patrik nasb ve ta'yîn ve patrikligin makarrini Der-sa'adet'e tahvîl iderek ve yedîne "Reversurus" ya'ni tagyîrât nizâmnâmesi nâmiyla bir de ta'lîmât i'tâ eyleyerek Der-sa'adet'e göndermüsdür mezkûr nizâmnâmenin hülâsa-i me'ali ba'da'ezîn Ermeni Katolik milletinin patrik ve piskoposlarini ta'yîn eylemek hakki münhasirân Papaliga â'id olub âher kimesne müdâhaleye selâhati olmamak ve Papalik tarafindan nasb ve ta'yîn olunmayanlarin kürs-i hükûmet-i rûhâniyeye ku'ûdi ve icrâ-yi mu'amelât-i mezhebiyeye surû'i mesrû' olmamak ve kilisâlari ve sâ'ir ayin-i hayrîyeleri ve bunlara merbût ve merkûf olan bi'l-cümle müsakkafât ve emlâk ve emvâl-i milliyeleri Papaligin zîr-i nezâretinde olarak bilâ-istizân kimse tarafindan bunlar hakkinda bir mu'amele olunmamak ve millete müte'allik olan ahvâl ve keyfiyât da'imâ patrik tarafindan bunlar hakkinda bir mu'amele olunmamak ve millete müte'allik olan ahvâl ve keyfiyât da'imâ patrik tarafindan Roma'ya bildirilecek ve bu usûl Ermeni Katoligi milleti hakkinda icrâ ve ikmâli olundukdan sonra sâ'ir Katolik mezhebinde bulunan salifü'z-zikr Keldâni ve Melkit ve Süryâni ve Marûni tâ'ifeleri dahî bu usûl altina alinmak kararlarini ve Roma'nin Avrupa Katolik devletleri memâlikinde bulunan Katolik ahâlileri hakkinda bile müdâhale itmedigi derecelerde daha bir tâkim keyfiyât muhtevî olub mûmâ-ileyh Hasun gerek mezkûr nizâmnâmede münderiç olan evâmir ve kararlarin ve gerek bundan böyle Papalik tarafindan vâki' olacak her gûne evâmir ve tenbihâtin harf be-harf icrâsinda tecviz-i kusûr itmeyecegine ve hiçbir husûsun hilâfinda bulunmayacagina her nevi' serâ'irîni ketm ve ihfâ eylecegine ve'l-hâsil bir devletin tahti tâbi'atinda ve teb'asindan olan bir millet riyâsetinde olan bir âdemin bir hükûmet-i ecnebiyeye karsu ta'ahhüd itmesi layik ve münâsib olmayacak bir tâkim mevâd-i gayribi üzerine Papa hazretlerinin huzûrunda tevîlü'z-zeyl birimis idüb isbû yeminin sûreti dahî mezkûr nizâmnâmede münderiç olmagla mütâla'asina ragbet olundugu halde gerek nizâmnâmenin ve gerek sûret-i yeminin derece-i ehemmiyeti ma'lûm olur
Gelelim bu maddenin saltanat-i seniyyece olan muhâzîr ve muhsenâtina saltanat-i seniyye tarafindan mazhar olduklari i'timâs-i müsâ'adat üzerine egerçi teb'a-i sâhâneden Hristiyan milletlerinin rü'esâ-yi rûhâniyyeleri öteden berû dogrudan dogruya taraf-i Devlet-i 'Aliyye'den intihâb ve nasb olunmayub usûl-i mezheb iktizâsinca milletleri beyninde intihâb ve nasb ile taraf-i Devlet-i 'Aliyye'den dahî ba'zilarina berât i'tâsiyla ve ba'zilarina yalniz izhâr-i muvâffakat ve kabul ile me'mûriyetleri tasdîk buyrula gelmis ise de zaten milel-i merkûme teb'a-i mesrû'a-i cenâb-i mülkdârîden olarak ez-her-cihet Devlet-i 'Aliyye'nin hükm ve nüfûzu altinda ve rü'esâ-yi mansûbe dahî fi'ilen milletlerinin kefâleti tahtinda olmasiyla bunlardan birinin rizâ ve menâfi'-i saltanat-i seniyyeye mugâyir hareket vukû'inda millet tarafina vâki' olacak emr u irâde üzerine derhal 'azl ve tebdîl veyahud îcâbina göre te'dîb ve tenkilleri icrâ olundugu dergâr olmagin rü'esâ-yi merkûm yine Devlet-i 'Aliyye tarafindan intihâb ve nasb olunmus hükmünde olub kaldi ki bâlâda vâki' tafsîlatdan müstebân olunacagi veçhile Roma bundan sonra salifü'z-zikr Keldâni ve Melkit ve Süryâni milletlerini dahî bu usûl dâ'iresinde olmak karariyla beraber emr u irâde ber minvâl-i muharrer Ermeni Katolik milletinin patrigi ve kilisâca mine'l-kadîm hâ'iz oldugu istiklâl imtiyâzini ilgâ iderek kilisâ ve sâ'ir ebniye ve emvâl-i mîriyelerini idâre ve müdâhalesi altina alarak patrik ve piskopos misillû rü'esâ-yi rûhâniyelerinde intihâb ve nasbi hakkinda devlet ve milletden niza' ile kendi yed-i istiklâline nakl itmek dâ'iyesine kiyâm itmis olub egerçi bunda teb'a-i sâhânenin dahî hukûk-i kadîmlerini tecâvüz olunmus olacagi cihetle be-hasbe'l-valâ hukûk-i mezkûrenin dahî muhâfazasi sân-i âli iktizâsindan ise de burasi ikinci derecede mütâla'a olunacak umûrdan bulunmus olmasiyla ibtidâ-yi emrde ve her seyden mukaddem kaziyenin hukûk-i hükûmet-i seniyye ve istiklâl cenâb-i mülükâneye â'id olan cihetin mütâla'a ve tedkîk olunmasi vâcibeden görünüyor söyle ki beyândan müstekfi oldugu veçhile teb'a-i hazreti pâdisahîden olan Hristiyan milletlerinin rü'esâ-yi rûhânileri sâ'ir devlet ve memleketlerde olan rü'esâ-yi rûhâniye gibi hükûmet ve memleket umûrina ve halkin dünyevi ve politikaca olan mesâlih ve mu'amelata müdâhaleden memnû' olarak isleri yalniz kilisâca olan umûr-i 'ibâdete ve vaftîz ve nikâh itmek ve günah çikarmak gibi sirf mezhebce olan seylere münhâsir olmayub teb'a-i sâhâne rü'esâ-yi rûhâniyesinin rûhânice cema'atleri üzerine câri olan tesirât-i manevîyyeleriyle beraber saltanat-i seniyyenin nizâmât-i mevzu'asi iktizâsinca bunlar bulunduklari vilâyet ve sancâklarda meclis-i memleket a'zasindan ve icrâ-yi hükûmetden olarak 'ali'ü'l-umûm irâde-i mesâlih-i mülkiyeye ve umûr-i ahâliye müte'allik mesâ'il-i vâki'a da müzâkere ve mübâhiseye girüb re'y virmege ve mazbata imzâ itmege hak ve selâhiyet sahibî oldukla- rindan baska bulunduklari memleketlerde mütemekkin cema'atlerinin virgü ve sâ'ir tekâlif-i mîriyesi bunlarin inzimâm-i re'y ve ma'rifetîyle tesvîye kilinmaktadir su hale göre teb'a-i saltanat-i seniyyeden olan Hristiyan milletlerlerin rü'esâ-yi rûhânileri hakîkat halde rü'esâ-yi millet olarak kendüleri hem icrâ-yi hükûmet memleketden ma'dûd ve hem devlet ile milletleri beyninde vâsita-i müstekile ve nezd-i hükûmetde milletleri tarafindan vekîl-i resmi hükmünde olmalariyla devletde bu hal vasifetde bulunan rü'esânin intihâb ve nasbi hakkinin bir ecnebi hükûmete â'id olmasi evvel hükûmet-i ecnebiyenin fi'ilen evvel devletin istiklâli saltanat-i serriyyenin olmasi dimek olub bu takrîrce Roma'nin bâlâda beyân olunan cümle-i mutâleb ve iddi'âsindan yalniz su hal ya'ni teb'a-i sâhâne rü'esâ-yi rûhâniyyelerin intihâb ve nasbî husûsina müdâhele itmesi iddi'âsinin her ne sûret ve te'vîl ile olur ise olsun kabul olunmasi bir ecnebi hükûmetin hükûmet-i saltanat-i seniyyeye müsâriketinin kabul olunmasi dimek olacagi cihetle kavâm-i mülk ve devletin esâsi ve madde-i siyâtiyesi olan istiklâl hazret-i pâdisahiye ihlâl ve rahne-dâr idecegi bedihesi olub bi'l-farz bu keyfiyet mülk ve teb'a hakkinda madden hiç su-i te'sîr itmeyecek olsa bile zaten hukûk-i milel ve politika-yi düvel kâ'idesince ahval-i hükûmet saltanat menâfî olarak hiçbir devlet müstakilenin kabul idemeyecegi 'ulema ma'lûmidir halbûki maslâhat öyle mûceb mazarat olmayacak sey olmayub muhâzîr mülkiyesi pek 'azîm oldugu kaziyyesi bi-hak tefekkür ve mütâla'a olundugu zâhir olur çünkü Roma'nin bu tesebbüsât-i vâki'adan asil maksadi hafâyâ-i umûrdan olmayub fi'l-vâki' bu maksadin hususîyle milel-i mezkûre rü'esâsi ol-veçhile Roma'nin müntehib ve mensûbi olduklari takdîrde behemehâl Devlet-i 'Aliyye'nin nüfûz ve te'sîrâti dâ'iresinde hâricinde kalarak bi'l-tabi' efkâri politikaca Roma'nin nüfûz ve te'sîri altinda bulunacaklari ve efkâr-i milleti dahî o cihetle âmâl idecekleri derkâr ve bâlâda zikrî sebkat iden nizâmnâme eylemis sûretinin mütâla'asindan ma'lûm olacagi veçhile ferzâ Katolik teb'asinin bu husûsdan dolayi Devlet-i 'Aliyye 'aleyhinde yahud bir emrinde hilâfinda bulundurulmasiçün Roma tarafindan bir emr-i vâki' olsa mûmâ-ileyh Hasun Efendi bu emri devletinden ketm ile icrâsina sirf mukadderat itmekle mezhebce mecbûr olacagi bedîdâr oldugu misillû hukûk-i devlet ile mahlût olan hukûk-i kadîmelerini terk ve ferâg itmek istemediklerinden nâsi dârâl-hilafetü'l'aliyyede ve saltanat-i seniyyenin koltugu altinda bulunan Ermeni Katolikleri efrûz kiliciyla 'alenen ihâfe ve tazyîk olarak hukûklarindan kifayed ile inkiyâd ve icbâr oluna-geldigi umûr-i meshûdeden olub egerçe Papa hazretleri mutasarrif olduklari sîmme-i kazâyikâri ve diyânet perverîleri iktizâsinca öyle su-i hâl îykâ'ina ruhsat virmeleri asla me'mûr degil ise de su hallere göre ve zât-i maslahatin nev'î ve hükmü iktizâsinca vakten mine'l-evkât murâd oldugu halde rü'esâ-yi merkûme vâsitasi ve birlestirilmesine çalisilan esbâb-i te'sîr kuvvetiyle memâlik-i mahrûsede menâf'i devlet ve memlekete mugâyir vakâyi' mazaranin iykâ'î müte'asir olmayacagi ve bu keyfîyet ber mînvâl-i mesrûh bir kere Katolik milletleri hakkinda kabul ve icrâ olundugu gibi bir imtiyâz-i cedîd ren- gini alacagi mukaddem ve mu'ahharen ba'zi taraflardan görülen isti'ad eden istidâlal olunduguna göre gûyâ bilâ-ahire mezhebce her biri bir ecnebi memleketine mütemâ'il ve mensûb bulunan sâ'ir Hristiyan milletlerine dahî sirâyet idüb reddi dahî düsvâr olacagi cihetle ma'azallah te'âlî Devlet-i 'Aliyye idâre-i mülk ve mesâlih husûsunda derd-i 'azlime giriftâr idebilecegi hevîdâdir
Mukaddemâ üç sene zarfinda her taraftan bu kadar kan dökilen Kirim muhârebesine sebeb vukû'i Rusyalunin bundan zayif bir teklifinin Devlet-i 'Aliyye tarafindan kabul olunmamasi maddesi olub bu muhârebeden saltanat-i seniyyenin basluca kazandigi sey dahî Paris mu'ahedesinden 'ibâret oludugu halde sonradan ekseryâ düvel-i gayriyenin ibrâm ve'l-hâsil mezkûr mu'ahedenin mevâd-i mukarreresi birer ikiser fesh olunmagla ve bu hal temâm Rusya devletinin isine tevâffuk itmekle fesh maddeleri ser-reste ve sâbik ve emsâli ittihaz idügü mu'ahede-i mezkûrenin en muhim maddelerinden olan ve kendü 'aleyhinde bulunan Bahr-i Siyah maddesini dahî geçenlerde devlet-i müsârün-ileyh fesh ve ilgâ idüb el-hâlatü hazihi Devlet-i 'Aliyye'nin teb'asina kimesnenin müdâhale itmemesi sartindan baska pek mühim bir sey kalmamis oldugundan bu maslahat kabul olunur ise bi't-tabi' bu sart dahî ma'lûm olarak cümle ahkâm mu'ahede temâmiyyet-i mülk maddesine münhasir kalacagi virmegin teb'asi ecnebi müdâhalesi altina girdigi takdîrde temâmiyet-i mülk sarti dahî lafizda kalmayacagi beyânindan müstegnidir Papa hazretleri memâlik-i gayrîyenin dogrudan dogruya patrik olmak hasebiyle mine'l-kadîm Avrupa Katolik devletlerin ahâlisi üzerine kilisâ ve mezhebce hak müdâhelesi derkâr iken el-hâletü hazihi bu Katolik devletleri bile Roma nüfûzinin memleketlerinde ceryân-i te'sîri hükûmet ve saltanatlarinin menâfi'ne muvâfik görmediklerinden nâsi bir müddetden berû Roma'nin nüfûz ve müdâhalesini memleketleri hudûdundan tard ve teb'îde çalismakda ve memleketlerinde olan ruhbâniyye Roma tarafindan gelen karar ve evâmirlerin icrâsina mâni' olmakda dahî Bavyera memleketi Katolikligin pek kavvî yeri iken Bavyera devleti Romaca ma'zmât-i umûrundan olan ve cümle-i umûr-i î'tikadiyeye i'lave kilinan mahûd lâ-yuhtilik kâ'idesinin bile memâlikinde i'lan-i kaderîsini men' eylemekde olub Avrupa devletleri irâde-i mülk ve millet ve muhâfaza-i istiklâl hükûmet emrinde ittihâzi muktezi olan tedâbirin mevcudu mü'ellif olmagla kendüleri Katolik oldugu halde su ahvâl ve meslegi ihtiyâr itmeleri mutlaka idâre ve politikaca lüzûm-i kaviyye mebni olacagi rütbe-i bedâhitde ve su gayret bir hükûmet-i seniyye nazarûruviyetde iken bi'l-akis Kirim zamanindan berû Roma'nin bu sûretle müdâhelesinden izâde ve saltanat-i seniyyenin taht-i tâbi'îyet ve nezâretinde asûde olarak kilisâ ve milletçe hâ'iz olduklari imtiyâz ve hukûklariyla tefhim itmekde olan Devlet-i 'Aliyye Katolik teb'asina Roma'nin hilâfi te'âmül bu sûretle itâle-i dest müdâhele ile me'muriyet devlet 'adâdinda bulunan rü'esâyi rûhâniyeleri zaman-i 'azl ve nasbina kadar yed-i istiklâlini almasina ve fi'ilen istiklâl hükûmet-i seniyyeye serîn olmasina izhâr-i muvâfakat bildirilecegi asla me'mûl degil ise de sâyed bu keyfiyet kabul buyrulacak olur ise Devlet-i 'Aliyye simdiye kadar basmadigi bir mezlakaya basmis ve bu ana kadar mahfûz olan istiklâl hükûmet-i rehin-i helal ve Paris mu'ahedesinin bir mühim sarti dahî giriftâr-i pençe-i ve hin u 'alel olmus olacagi cihetle zahâmet atiyesi ziyadesiyle agir ve mu'esir olacagi bî-irtiyâbdir zirâ bir devletin mal ve mülkçe fedakârlik itmesi dahî hakkinda mazarr ise de istiklâlden fedakârlik itmesi mehalik idigü kâbil-i efkâr degildir Roma'nin bu muzaferiyeti te'yitinden sonra ihtimâl ki kaziyye temâm yerlesub hasim oluncaya degin bir müddet saltanat-i seniyyenin pek hosnûd olacagi sûretde hareket gösterilmesi me'muldur lakin ahvâl-i 'âlim bir siyâk üzre devam itmediginden ve hali nazari i'tibâre alinacak umûrdan olmayub bir seyfî eline geçürmüs olan âdemin sebeb bir gûn evvel seyfî isti'mâl itmemesiyle irtesi gûn dahî isti'mâl itmeyecegine vucûd virmek muhazâhat olunacag pek çok vakâyi' güya delaletiyle izhâr-i sidk ve muhâlezat itmelerine mükâfaten ba'zi Avrupa devletlerine hükümdarlarina pâdisâhina i'tâ buyurduklari imtiyâz-i berât ve fermânlari takdîre te'âlî Devlet-i 'Aliyye'nin fevtine za'af târi ve evvel devletlerin miknetleri merakî olduktan sonra derece derece mu'âhede ve hatta "kapitülasyon" sekline girerek el-yevm bunlardan dolayi çekmekte olan asâr ve müskilat keyfiyetiyle zâhir ve müstidir bâlâdan berû 'arz ve beyân olunan efkâr kâmde-i bendegânim sirf hâtir kabilinden olub ba'zilari veyahud cümlesi sevâb ve hakîkatden bervîn ve temamiyla ve hem ve hataya makrûn olur ihtimâli dahî nezd-i 'âcizanemde münker degilse de maddenin ehemmiyeti mertebe-i nihâyetde olmasiyla devletçe her tarafinin 'arîz ve 'amîk mütâla'a olunmasi ferîzadan olarak her halde icrâ-yi iktizâsi re'y-rezîn-i isâbetkarîn vikâlet-penahileri mutevakif idigü bâ-istibâhdir
2.2.Harici Naziri Tarafindan Papa Elçisi Monsenyör Franki'ye Yazilan Tahrîrât
Hâriciye Nâziri esbak devletlû serdar Pasa hazretleri tarafindan 12 Receb 1288 ve 27 Eylül 1871 tarihli Papa Elçisi Monsenyör Franki'ye yazilan Fransizca tahrîrâtin tercümesidir
22 Eylül tarihli muverhâ'en badi'en tevkîr ve iftihâzim olan bir kit'a tahrîrât-i asîlânelerinin me'al-i münderiçesi Bâb-i'âli'nin ma'lûmi olmus hükûmet-i seniyye memâlik-i mahrûse-i sâhânede mütevettin olan cema'ati muhtelifenin idâre-i umûr-i rûhâniyelerini da'îmü'l-evkât bi'z-zât evvel cema'atleri ve onlarin kilisâsina havâle buyura gelmisdir
Kâffe-i mu'amelât hatta Paris 'ahidnâmesi dahî bu sûretin isbâti ve tasdîkine delîl kâfidir binâ'en-'aleyh Bâb-i'âli'ye kendü kader ve serefinin muhâfazasiyla beraber 'ahidnâmeler âhkamina tevfîkân hareket itmekle vazifeden 'add ider söyle ki idâre-i rûhâniyye â'id ve râcî' olan mesâ'ilin müzâkeresine giriserek kendü vazifesini ve mevâ'id-i mukaddesesini ibtâl veyahud ihlâl idecek her nevi' tasvir ve tesebbüsât mucebet bulunmusdur ta'rîf ve takrîrden müstegni olacagi üzre hükûmet-i seniyye hukûk-i saltanat iktizâsinca her sinif teb'asiyla dogrudan dogruya ve bilâ-vâsita ve hiçbir tarafdan müdâhale olma- yarak teb'asinin idâre-i himâyesince dogru ve 'âdil bir tarîkde hareket itmek hakkini kendüsüne hazir eylemüsdür binâberin bâlâda mâ'al-iftihâr beyân olunan esâsûn hâricinde olarak simdiye kadar müzâkerât sebkat eyleyebilmis ise bu da ancak esâs mezkûre-i mukayyede ve mazbatanin muhâfazasi efkâriyla vâki' olmus oldugunu zât-i asîlâneleri 'îndinde dahî vâreste-i kayd istibâhdir zât-i asîlâneleri Papa hazretleri tarafindan zât-i hazreti pâdisâhiye hitâben yazilan bir kit'a tahrîrât-i dostaneye dâhil ve kürsü-i serîfin sefîri hakkinda bulundugunuz hürmetle Der-sa'adet'de ikâmet buyurdugunuz müddetçe hakkinizda ihrâmât-i fâ'ika ve dostâne ve asâr-i halisâne izhâr ve ibrâz olunacaginin beyâniyla bu bâbda kendümüzü mes'ûd ve müftehir 'add ideriz
2.3.Sadrazam Mahmut Nedim Pasa Tarafindan Katolik Milleti Efendilerine Yazilan Buyrultu
3 Rebiyü'l-evvel [12]89 ve 28 Nisan [12]88 tarihli muverhâ'en sadr-i esbak ebbetlû devletlû Mahmud Nedim Pasa hazretleri zaman-i sadâretinde serefsudûr buyrulmagla buyruldu-yi 'ali sûretidir
Katolik milleti mu'tebirâne efendiler
Katolik Patrikligi'nin Der-sa'adet'de teskîlinden berû câri olan kâ'ide-i hatirda ve mesrû'asina kâmilen tevsil ve ittibâ' olunacagina dâ'ir icrâ olunan ta'ahhüdât ve Katolik milletine bi'z-zât i'tâ kilinan te'minât ve tevsikât üzerine Bâb-i'âli'den patriklige usûl olunmus olan Hasun Efendi'nin patriklige mu'ahharen Roma'da nesr ve i'lân olunub dogrudan dogruya veya levâsit umûr-i idâre-i dâhiliyye tecâvüz iden ve Katolik cema'atinin nâ'il ola-geldigi imtiyâz ve mu'afiyete mugâyir olan Reversurus varakasi ahkâmina mütebnî oldugu tebyîn itmis olmasiyla mukaddemâ me'mûriyetin kaydlari terkîn olunmus olmasina mebnî gerek kendüsü ve gerek mukâmetde tutmus olub taraf-i Devlet-i 'Aliyye'den mensûb olmayan zât-i intihâba dâhil olmamak sartiyla kadîmden berû Devlet-i 'Aliyye ile teb'asi arasinda mukarrer ve mer'ü'l-icrâ olan usûl ve ka'îde kemâfi's-sabik masûnü'l-indirâsi olarak muhâfaza kilinmak ve mevcud olan tezâd ve ihtilâfâtin def'i zimminda bi'l-cümle efrâd-i milletin irâde kilinub da istihsâl-i esbâb istirâhatlarina e'tna ile patrigin umûr-i mühimmesini kemâkân idâre itmek üzre es-sidkâ-yi teb'ayi Devlet-i 'Aliyye'den ve Ermeni Katolik milleti mukberânindan müstekîm ve mucerebü'l-etvâr bir zâti cema'atce bi'l-intihâb licâlü'l-icrâ Bâb-i'âli'ye 'arz ve is'ar husûsuna e'tnâ ve müsâra'at eyleyesiz deyû
2.4.Kastro Bey'in Lâyihasi
Ermeni Katolikleri meselesine dâ'ir hâki-pâyi hazreti sâhâneye takdîmine mütecâsir oldugum lâhîyalarin bu üçüncüsüdür isbû meseledeki ehemmiyet ve zimminda hüsn olunan vehâmet 'acizanelerini derîn derîn düsündürmege ve tarih ve emsâli hakîkî ve husûsâ devletin el-yevm bulundugu mevki'î politika hasebiyle bu mesele üzerinde cevelân iden dolab müdâhale-i ecnebiyye dahî bi't-tabi' ba'zi mütâla'at-i 'amîkeye düsmekde olmagla baska bir 'arz tahtinda olmayarak yalniz su devlet ebed müddet ve husûsiyle sevket-simât efendimiz hazretlerine sadâkat kâmla ve muhabbet-i hâlisa-i kemterânem isbû üçüncü lâyîha-yi bedîhi tanzîm ve takdîme bu kullarini sahihâ'en icbâr eylemisdir
Bundan evvelki lâyîha-i çakerânemde 'arz ve beyân eyledigim veçhile Ermeni Katolikleri Patrigi Küpeliyan Efendi'nin licalü'l-istiffâr-ganâh buradan bi'l-istifâ Roma'da mukîm Papa hazretleri nezdine 'azimeti hasebiyle kavm-i mezkûr içün patrik intihâb ve ta'yîn oluncaya kadar simdilik bir patrik ka'immakamin intihâb ve ta'yîni hakkinda lede'l-'arz irâde-i merhametmâde-i hazreti pâdisâhileri seref-müte'allik buyrulmus olacagi halde mesmû'at ve tahkîkât-i sahîhaya nazarân Fransa sefîrinin iltimâs ve i'tirazi üzerine te'hir olunmusdur
Imdî bir ecnebi devlet sefîrinin teb'a-i sâdika-i Devlet-i 'Aliyye'den bulunan bir kavmi içün payitaht-i saltanat-i seniyye olan Der-sa'adet'de hasbe'limtiyâz kadîm bir patrik veya kâ'im-makâmin intihâb ve icrâsina müdâhale ve ez-cümle ol-bâbda seref-sudûr buyrulan irâde-i seniyye-i hazreti mülkdâriyye ta'rz-i cürâ'it eylemesi ziyade dikkate sayân bir keyfiyet olub ma'ahezâ bu müdâhale ve cürâ'iti akl ve hikmet veyahud ka'ide-i mezhebiyye ve mantukî ile tatbik-i kâbil olamayacagi misillû bunun her halde hukûk-i mukaddese ve saltanat-i seniyyelerine karsu bir hal oldugu fikri idilmek zaruridir sefîr-i müsârün-ileyhin bu meseleye böyle açiktan açiga müdâhale veya ta'arruzda müte'allik 'add olunabilmesi kavm-i mezkûrun kendü teb'alarindan bulunmasina ve elbette olub hâlbuki bu böyle olmadikdan baska kendilerine patrik veya kâ'im-makâm intihâb ve icrâsini taleb ve istid'â eyleyenler bu müdâhale ve ta'arruza asla râzi degillerdir
Bir sefîrin dâ'ire-i selâhiyeti sirf politika islerine münhasir olub bundan öteye tecâvüz halinde kendüsünü hiç degilse gerek kânun medeniyet ve gerek kâ'ide-i hukûk-i düvel ve milel kat'iyyen men' eyler bu böyle iken kendülerine aslâ münâsebet-i milliye ve politikiyesi olmayan bir kavmin patrik ve kâ'immakâm intihâbi gibi sirf rûhâniyete â'id bir meseleye tecâvüz eylemesine ne ma'ana virilmek lazim gelür eger hem-mezheb olmak münasebetiyle bu meseleye müdâhale idiyorum dirse kâ'ide-i ânfü'l-beyânin buna muskit bir cevâb olacagindan baska bir âvamin bes alti yüz seneden berû mâlik ve mutasarrif oldugu gayet kiymetlû ve cennet-i âsâ bir bagçesinin bir kösesinden bagiracak küsâdina ugrasilan bir çigir hemân ez-vakit zarfinda elli ve belki yüz arsûnlik bir sahrada vâsi' halini kesb eyler ise ol-vakit o bagçenin artik hayri kalur mi ve böyle bir müdâhaleye kim râzi olabilir? Bununla beraber Rusya ve Yunan ve Romanya ve Sirbya akvâmi dahî teb'a-i sâdika-i hazreti sâhânelerinden olan Rum kavmiyle hem-mezheb olmak ve Ortodoks denilen Rum mezhebinin kürs-i 'umûmisi dahî Istanbul Rum Patrikhânesi bulunmak mülasebesiyle bunlar veya bunlardan ba'zilari ve ezân-cümle Rusya ilerûde bu çigiri sebeb tutarak ve buna bir hatve-i mazmir atarak gerek Rum Patrigi'nin 'azl ve nasbini ve gerek patrikhânenin umûr-i idâre ve rûhâniyesine müdâhale ve ta'arruza kalkisacak ve belki de bundan akdem her nasil yalniz 'ibadetden baska milletin hiçbir umûr-i idâre ve sâ'iresine karismamak sartiyla Keldâniler içün Papa'nin intihâbiyla ta'yîn olunan patrigin simdi umûr-i idâre-i milleti bi'l-fa'al 'azbe ugrasindan ma'ada kilisâ ve ayin-i sa'ireyi-dahî zabt itmege kalkisdigi gibi bu Rusya ve sâ'ire dahî böyle bir hali kiyâm ve tesebbüs idecek olurlar ise ol-vakit devletçe ne yapmak ve ne yolda mukâbele idilmek lazim gelecekdir? Zannederim ki Fransa sefîrinin isbû müdâhalesi sâyân-i kabul görülür ise iste bu dedigimiz çigirin ilerüde pek vasi' bir câdde olmus olacagina simdiden i'timâd idilmemek olamaz
Iste su mütâ'alalara ve mahzâ tefdî'dat-i ictinâb eyledigim içün simdilik 'arz ve beyânini te'hir eyledigim daha sâ'ir mülâhazata mebnî sefîr-i müsârün-ileyhin isbû müdâhale ve ta'arruzunun kat'iyyen def' ve men' olunmasi efkârinda oldugu 'arz ve beyâna cesâret eylerim
Faziletlû Papa hazretleri cânibinden Der-sa'adet'e irsâl olunacagi revân olunan sefîr maddesi üzerine olan mütâla'ât kasrânemi bundan evvelki lâyîha-i 'acizânemde bir bendecik 'arz ve is'âr itmisdim bu def'a su dakik noktayi-dahî inzâr-i 'aliyyeye 'arz eylerim ki bu Katolik meselesinin ser ve sebebi olan Hasun Efendi nâm ser rahibin Roma'dan 'avdetiyle beraber Papa tarafindan irsâl olunan (Reversurus) nâm varaka üzerine ziyonist ve ant-i ziyonist meselesinin zuhûri zamaninda Papa hazretleri tarafindan Der-sa'adet'e Monsenyör Frankli nâminda bir de sefîr irsâl olunmus idi ol-vakit Rusya devleti bunu sebeb tutarak ve kendü mazmirîne bir çigir ittihâz iderek Rusya memâlikinden Eçmiyazin nâm memleketde mukîm Ermeni Katogikoslugu cânibinden dahî kezâlik Dersa'adet'e Celaliyan nâm episkopos i'zâm olunmus idi eger ol-vakit Bâb-i'âli uyanik bulunmayub da bu mes'eleye nazar-i igmaz ve bâ-gafletle bakmis olsa idi yukarida 'arz ve beyân eyledigim râh vâsi' mülkün kesâd olunmus olacagina hiç sübhe yog idi bereket versun ki ol-vakit Âli Pasa merhûm gibi dur-endîs ve mu'ahharen Mahmud Nedim Pasa gibi cesur ve sadik zâtlar serkârda bulunub bu meselenin ve zâmet-i âtiyesini fikr ve tekîn itmeleriyle hemân evvel sefîr ma'hûdlari def' eylediler ve ânt-i ziyonistlerin hukûk ve müstedi'yâti bi'ttasdîk bunlara patriklik berât-i 'alisâni i'tâ ve ihsân buyrulur ve mûmâ-ileyh Hasun Efendi'nin dahî ne rütbe maksadû hâ'iz bir âdem oldugu anlasilmagin ve ra'kîb buradan nefî ve teb'id olunmus idi geçenlerde bir aralik bularak efendi-i mûmâ-ileyh Der-sa'adet'e gelmis ise de millet islerine zinhâr ve zinhâr müdâhale idemeyüb yalniz kendü halinde dek durmasi kendisiçün bir sart-i kavî ittihâz idilerek kendüsüne tenbiye ve teblig buyrulmus ve hatta bu bâbda mûmâ-ileyhden bir de sened alunub el-yevm Bâb-i'âli'de mevcûd bulunmusdur zan-i 'acizâneme göre gerek bu meselenin tecdîdiyle devleti yine isgâl eylemesi ve gerek ecnebi devlet sefîri tarafindan müdâhale ve ve ta'arruz vukû'a gelmesi husûslarinda baslica bu zâtin dahî müdahili vardir el-hâsil bu Hasun Efendi'nin yine mahal-i menfasina i'zâmiyla fesâdin önü kestirilmesi lüzûmi min gayri hadd-i 'arz ve beyâna cesâret eylerim zîrâ bu mesele dahî ehemmiyet ve zahâmet-i âtiyyesine nazarân agirca olub is 'alevlenüb de i'zâm ve vakit isrâr idilmeksizin hemân icabina bakmasi elzemdir
Mesmu'ât-i 'acizâneme nazarân vükelâ-yi fihâmdan ekserisi Hasun tarafina meyliye gösteriyorlar imis iyice ma'lûm olsun ki son nedâmet fâ'ide virmez zîrâ öte tarafda Rusya Eçmiyazin meselesini tezeleyüb hemân icrâ eylemege hazirdir ve bir de belki vükelâ-yi fihâmdan Hasun tarafina celbi gösteren zevvât zannederim ki Fransa sefîrinin isbû müdâhalesini kabul ile kendüsünün tatyîbi Fransa Yunanlar hakkinda olan teveccühleri bu tarafa celbini hâsil ider halbûki eger böyle ise bu degismis bir efkârdir çünkü Fransizlar eger Yunanilere müteveccih ise bununla o teveccühlerini girû almazlar ancak surasi muhakkakdir ki Yunan meselesi yalniz bir tashîh sudûrundan 'îbâret olub Yunan'a bir parça yerin terk olunmasiyla Devlet-i 'Aliyyeleri hukûk ve saltanatindan hiçbir sey zâyi' itmis olmaz belki Yunan devletini bi'l-ahire ittifakindan istifâde olunabilmek içün bir mikdar tevsî' ve tatyîb iderek kendü menfa'atiçün bir müttefik-i tabi'î kazanmis olur lakin bu Ermeni Katolikleri meselesine sefîrin ve Papa'nin arzûsu veçhile müsâ'ade olunmak saltanat-i seniyye kendü hukûku ve istiklâliyesi mukaddesesini kendü eliyle icâbinin yedine teslîm itmek dimek olduguna ve bu dahî gid gide daha agir ve vahîm meselelere tevlîd eyleyecegine sübhe yokdur unutmayalim ki memâlik-i mahrûse-i sâhânelerinde bu Ermeni Katoliklerinden mâ'ada Keldâni Nestûri ve Dürzî ve asil Ermeni ve garb Rum ve sâ'ir Katolikleri de vardir
Bu meselenin derece-i ehemmiyed ve nezâketini bir kat daha nazar-i dikkate dâ'ir hazret-i mülûkâneye 'arz ve beyân eylemek murâdiyla vaktiyla Âli Pasa merhûm tarafindan kaleme alinan bir lâyîha-i meshûre ve mufassilanin (bu ol-vakit tab' ve nesr olunmusdur) ve bunun üzerine Papa'nin sefîri mûmâileyh Monsenyör'e câneb-i Bâb-i'âli'den cevâb-i resminin birer sûretlerini merbûten 'arz ve takdîm idiyorum
Bu meseleye dâ'ir sadr-i 'azam hazretlerine dahî lâyîha takdîminde ve beyân-i mülâhazâtda kusûr eylemedim
Fi 13 Mart 1295
Kastro
Sonuç
Osmanli Devleti'nde Ermeni Katolik cemaati hakkinda önemli bilgiler veren Âli Pasa ve Kastro Bey'in lâyihalarina göre cemaatlerin kendi içinde birtakim dini-idari yapilanmalari olup, bu yapilanmaya hiçbir sekilde bir dis devletin müdahalesi söz konusu olamaz. Roma, Osmanli topraklari üzerindeki gerek Ermeni Katolikler gerek diger Katolik taifeler için Reversurus adli bir nizamname ilan etmek suretiyle hâkimiyet kurmak istemisse de bunda basa- rili olamamistir. Sark Katolik Kiliseleri olarak bilinen Süryani, Marunî, Melkit ve Keldani kiliseleri Papa'yi sadece ruhani bir reis olarak kabul etmislerdir ve Papa'nin nüfuzu altina girmemek için kilise yapilanmalarina herhangi bir müdahaleyi kabul etmemislerdir.
Lâyihada, Osmanli Devleti'nde herhangi bir kilisenin patriklik seçimine gerek disardan gerek içerden müdahale olunmadan, cemaatler kendi içinde patrigini seçebildikleri belirtilmektedir. Bundan dolayi Papa'nin Ermeni Katoliklerin ve Keldanilerin patrik seçimine müdahale etmesi Osmanli Devleti tarafindan kabul edilmemistir. Patriklik seçimi usulünce yerine getirilirse Osmanli Devleti ya berat vermek suretiyle ya da makamini tasdik etmek suretiyle seçimleri onaylamistir.
Osmanli topraklari üzerinde nüfuz alanini genisletmek isteyen Papa'nin, Ermeni Katolik Kilisesi'ne Rusya'nin da Eçmiyazin Ermenilerine müdahale ederek, kiliseler üzerinde himaye kurmak istemeleri devletin istiklaline ve hukukuna aykiri bir durumdur. Çünkü Osmanli cografyasinda yasayan Hristiyanlar sadece Osmanli'nin himayesindedirler. Bundan dolayi Osmanli Devleti, Papa'nin Ermeni Katoliklere müdahalesini devletin istiklaline aykiri bir durum olarak kabul etmis ve bunu engellemek için Ermeni Katolik cemaatinin yapilanmasina her ne karismak istemese de müdahale etmistir.
* Makalenin Gelis Tarihi: 23.06.2015, Kabul Tarihi: 16.05.2016
1 Ermeniler, Hristiyanligi kabul etmelerine öncülük eden Aziz Krikor'un adinin "Lusavoriç(Aydinlatici)" olarak degistirilmesinden sonra kiliselerini ve milli mezheplerini "Lusavorçagan" olarak tanimlamislardir. Ancak 1830'lu yillarda Rus Çari'nin Rus tebaasi Ermenilerini tanimlamak için "Gregoryen" tabirini kullanmasiyla, bu isim yayginlasmis ve zamanla Lusavoriç yerine Gregoryen tabiri kullanilmistir. Bkz. Ramazan Erhan Güllü, Ermeni Sorunu ve Istanbul Ermeni Patrikhanesi (1878-1923), Ankara 2015, s. 8.
2 Ermenilere yönelik Protestanlarin misyonerlik faaliyetleri XIX. yüzyilin baslarinda baslamis olup, Ingiltere, Amerika ve Prusya gibi devletlerin destekleriyle büyük ivme kazanmistir. Yüzyilin ortalarinda bagimsiz Protestan Ermeni kiliseleri kurulmakla birlikte 1850 yilinda Babiâli, Protestanlarin kendi idarelerini saglamlarini ve bir Protestan vekil seçmelerini kabul etmistir. Böylece Ermenilerden ayri olarak Protestan Ermeniler de ayri bir millet olarak kabul edilmistir. Ayrintili bilgi için bkz. Gülden Sariyildiz, "Osmanli Devleti'nde Protestan Ermeni Milleti ve Kilisesinin Taninmasi", Yakin Dönem Türkiye Arastirmalari-Istanbul Üniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü Dergisi, Sayi: 2, Istanbul 2002, s. 249-267.
3 Davut Kiliç, "Osmanli Ermenileri Arasinda Katolik Kilisesi'nin Kurulus Faaliyetleri", Yeni Türkiye, (Ermeni Sorunu Özel Sayisi II.), Sayi:38, Mart 2001, s. 726-727.
4 Durmus Yilmaz, Fransa'nin Türkiye Ermenilerini Katoliklestirme Siyaseti, Konya 2001, s. 57-58.
5 Robert Anhegger, "Bir Hiristiyan ve Iki Ermeni-Osmanli Devleti'nde Hiristiyanlar ve Iç Tartismalari (Düsünceler ve Örnekler) I", Tarih ve Toplum, VIII/48, Istanbul 1987, s. 55.
6 Gülnihal Bozkurt, Alman-Ingiliz Belgelerinin Siyasi Gelismelerin Isigi Altinda Gayrimüslim Osmanli Vatandaslarinin Hukuki Durumu (1839-1914), Ankara 1996, s.183-184.
7 Cevdet Küçük, "Osmanli Imparatorlugu'nda Millet Sistemi ve Tanzimat", Mustafa Resit Pasa ve Dönemi Semineri Bildirileri, Ankara 1994, s. 15.
8 Ahmet Türkan, Ermenilerin ve Dogu Hiristiyanlarin Sorunlari Çerçevesinde Osmanli Papalik Iliskileri , Istanbul 2012, s. 18-19. Ayrintili bilgi için bkz. Kemal Beydilli, II. Mahmud Devri'nde Katolik Ermeni Cemâati ve Kilisesi'nin Taninmasi(1830), Yay. Sinasi Tekin-Gönül Alpay Tekin, 1995, s. 21-36.
9 Ahmet Türkan, "Istanbul'daki Katolik Ermeni Gruplarinin Problemleri ve Papaligin Müdahaleleri (19. yy.)", History Studies: International Journal of History, IV/2, Temmuz 2012, s. 327-328.
10 Gülnihal Bozkurt, a.g.e., s.184-185.
11 Kastro Bey, Mabeyn-i hümâyûn müsavirlerinden biri olup, II. Abdülhamit'in görüslerine deger verdigi bir zattir. Bkz. Ahmet Türkan, a.g.e., s. 276.
12 Mustafa Oguz, "II. Abdülhamid'e Sunulan Lâyihalari", Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2007, s. 334 (Yayinlanmamis Doktora Tezi).
13 Ahmet Türkan, a.g.e., s. 144, 258.
14 Basbakanlik Osmanli Arsivleri (BOA), Yildiz Esas Evraki (Y. EE), 91/9.
15 XVI. yüzyila kadar Nesturî Kilisesi olarak adlandirilan Keldani Kilisesi, XVI. yüzyilda Piskopos Yuhanna'nin Papalik ile temasa geçmesiyle bir kisim Nasturî'nin Vatikan'a baglanmasiyla olusmustur. Böylelikle Katoliklesen Nesturîlere, Keldeliler anlaminda Keldaniler adi verilmistir. Keldaniler, Papa'nin otoritesini kabul etmelerine ragmen kendi inanç sistemlerini korumuslardir ve ibadetlerini Keldanîce yaparlar. Ayrintili bilgi için bkz. Kadir Albayrak, "Geçmiste ve Günümüzde Keldani Kilisesi", Çukurova Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi, I/1, Adana 2001, s. 107; Su Erol, "Dogu Süryani Kilisesi Tarihi Çerçevesinde Iran Asuri-Keldanîlerine Genel Bir Bakis", Uluslararasi Sosyal Arastirmalar Dergisi, IV/16, Ordu 2011, s. 129; Sinasi Gündüz, Din ve Inanç Sözlügü, Konya 1998, s. 217.
16 Melkitler, Suriye, Filistin, Israil, Anadolu, Lübnan, Ürdün, Irak, Iran ve Misir'da yasayan Bati Süryani Hristiyanlaridir. Bunlarin çogunlugu Monofizit inanci benimserken, 451 Kadiköy Konsili dogrultusunda Monofizit itikadini reddetmislerdir. Melkitler zamanla Katolik Melkitler ve Ortodoks Melkitler seklinde ikiye bölünmüslerdir. Melkit ismi zaman zaman her iki grup için de kullanilmaktadir. Ancak simdilerde çogunlukla sadece Dogu geleneginden gelen Katolikler için kullanilmaktadir. Osmanli Devleti'nde Rum Melkit Katolik Patrikligi önce Ermeni Katolik Patrikligine bagliyken, 1847'de müstakil bir patriklik statüsüne kavusmustur. Bkz. A. Fortescue, "Bati Süryaniler'den Melkitler" (Çev. Meral Ünüvar), http://www.acsatv. com/fil/Malkoye.pdf, Erisim Tarihi 2013; Canan Seyfeli, "Osmanli Devlet Salnamelerinde Rum Melkit Katolik Patrikligi(1847-1918)", Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, Yil 3, Sayi:11, s. 17; Sinasi Gündüz, a.g.e., s. 255.
17 Süryani adinin kökeni hususunda bazi görüsler bulunmaktadir. Ancak genelde Hristiyanligin Filistin ve Suriye bölgesinde yayilmasindan sonra Hristiyanligi kabul eden bir kisim Aramilerin, kendilerini putperest olan Aramilerden ayirmak için kullanmasiyla ortaya çiktigi kabul edilir. Süryaniler 451 Kadiköy Konsili kararlarini reddetmisler ve Monofizit itikadini benimsemislerdir. Episkopos Mihael Carve'nin öncülügünü yaptigi bir grup Süryani ise, Papaliga baglanarak "Süryani Katolik" adi altinda bir patriklik merkezi kurmuslardir. 1662 yilinda Halep'te ilk Süryani Katolik Patrigi kutsanmistir. Fakat Katoliklige geçenler Ortodokslarca hain olarak görüldügünden, Süryaniler arasinda Katoliklerin sayisi çok fazla degildir. 1702 yilinda ikinci Süryani Katolik Patrigi vefat edince, yeri XVIII. yüzyilin sonuna kadar bos kalmistir. Bkz. Mehmet Çelik, Süryani Kilisesi Tarihi, Istanbul 1987, s. 1-3; Murat Öztemiz, "II. Abdülhamit'ten Günümüze Sosyolojik, Siyasal ve Hukuki Açidan Süryaniler", Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul 2007, s. 74 (Yayinlanmamis Doktora Tezi); Sinasi Gündüz, a.g.e., s. 349; http://www.suryaniler.com/suryani-tarihi. asp?id=33, Erisim Tarihi 2013.
18 Arami-Süryani kökenli bir topluluk olan Marunîler, IX. yüzyildan sonra Kuzey Suriye bölgesinden Lübnan'a göç etmislerdir. Adlarini IV. yüzyilin ikinci yarsinda yasadigi ve V. yüzyilin baslarinda öldügü tahmin edilen Aziz Marun(Maron) adinda bir rahipten almislardir. Osmanli Devleti'nde Marunîler çogunlukla Lübnan ve Suriye'de yasamakta olup, Katolik Kilisesi'nin Dogu ayin usulüne baglidirlar. Bkz. Ismail Taspinar, "Marunîler", TDV. Islam Ansiklopedisi, XXIII., Ankara 2003, s. 71-72. Ayrintili bilgi için bkz. Ramazan Isik, "Maruni Kilisesi", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2003, s. 21-28 vd.(Yayinlanmamis Doktora Tezi).
19 Lâyihanin tam olarak ne zaman yazildigi tespit edilemediginden dolayi Âli Pasa'nin verdigi bu rakam diger kaynaklardaki rakamlarla kiyaslanamamistir. Ancak Karpat, 1844-1856'da Avrupa'da 640 bin, Asya'da ise 260 bin Katolik olmak üzere Osmanli topraklarinda toplam 900 bin Katolik oldugunu belirtmektedir. Ubicini ise, 1855'te Katolik olan Rum, Melkit, Süryani, Keldani ve Marunîlerin toplam 735-750 bin, Ermeni Katoliklerin ise 38 bin oldugunu belirtmektedir. Bkz. Kemal H. Karpat, Ottoman Population 1830-1914-Demograghic and Social Characteristics, University Wisconsin Press 1985, s. 116; F. H. A. Ubicini, 1855'te Türkiye (Çev. Ayda Düz), I., Ocak 1977, s. 17.
20 Örnegin 1821 yilinda Mora isyaninin ortaya çikmasinda ilgisi oldugu tespit edilen Rum Patrigi II. Gregorios, Sultan II. Mahmut'un emriyle Fener'de patrikhanenin orta kapisinda asilmistir. Bkz. Sahabettin Tekindag, "Osmanli Idaresinde Patrik ve Patrikhane", Belgelerle Türk Tarih Dergisi, Sayi: 1, Kasim 1967, s. 55.
21 Ayrintili bilgi için bkz. Memet Yetisgin, "Ruslarin Türk Topraklari Üzerinde Yayilmasinin Sebepler Üzerine Bazi Düsünceler", Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak 2007, s. 671-702.
22 Ayrintili bilgi için bkz. Erdogan Keles, "Osmanli, Ingiltere ve Fransa Iliskileri Baglaminda Savasi", Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2009 (Yayinlanmamis Doktora Tezi).
23 Ayrintili bilgi için bkz. Davut Kiliç, "Rusya'nin Eçmiyazin Katogikosluguna Nüfuzu ve Istanbul Ermeni Patrikhanesine Tesiri", Erdem, XII/36, Ankara 2000, s. 973-987; Ahmet Türkan, a.g.e., s. 161-166.
24 Ahmet Türkan, a.g.e., s. 145.
25 Engelhardt, Tanzimat ve Türkiye, (Çev. Ali Resad), Istanbul 1999, s. 286.
KAYNAKLAR
Arsiv Vesikalari
Basbakanlik Osmanli Arsivleri (BOA), Yildiz Esas Evraki (Y. EE), 91/9.
Arastirma-Inceleme Eserler
ALBAYRAK Kadir, "Geçmiste ve Günümüzde Keldani Kilisesi", Çukurova Üniver sitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi, I/1, Adana 2001, s.107-124.
ANHEGGER Robert, "Bir Hiristiyan ve Iki Ermeni-Osmanli Devleti'nde Hiris tiyanlar ve Iç Tartismalari (Düsünceler ve Örnekler) I", Tarih ve Toplum, VIII/48 Istanbul 1987, s. 54-56.
BEYDILLI Kemal, II. Mahmud Devri'nde Katolik Ermeni Cemâati ve Kilisesi'nin Tanin masi (1830), Yay. Sinasi Tekin-Gönül Alpay Tekin, 1995.
BOZKURT Gülnihal, Alman-Ingiliz Belgelerinin Siyasi Gelismelerin Isigi Altinda Gayri müslim Osmanli Vatandaslarinin Hukuki Durumu (1839-1914), Ankara 1996.
ÇELIK Mehmet, Süryani Kilisesi Tarihi, Istanbul 1987.
Engelhardt, Tanzimat ve Türkiye, (Çev. Ali Resad), Istanbul 1999.
EROL Su, "Dogu Süryani Kilisesi Tarihi Çerçevesinde Iran Asuri-Keldanîlerine Ge nel Bir Bakis", Uluslararasi Sosyal Arastirmalar Dergisi, IV/16, Ordu 2011, s. 129-137.
GÜLLÜ Ramazan Erhan, Ermeni Sorunu ve Istanbul Ermeni Patrikhanesi (1878-1923), Ankara 2015.
GÜNDÜZ Sinasi, Din ve Inanç Sözlügü, Konya 1998.
ISIK Ramazan, "Maruni Kilisesi", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2003 (Yayinlanmamis Doktora Tezi).
KARPAT Kemal H., Ottoman Population 1830-1914-Demograghic and Social Characteristics, University Wisconsin Press 1985.
KELES Erdogan, Osmanli, Ingiltere ve Fransa Iliskileri Baglaminda Kirim Savasi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2009 (Yayinlanmamis Doktora Tezi).
KILIÇ Davut "Osmanli Ermenileri Arasinda Katolik Kilisesi'nin Kurulus Faaliyetleri", Yeni Türkiye, (Ermeni Sorunu Özel Sayisi II.), Sayi:38, Mart 2001, s. 726-734.
KILIÇ Davut, "Rusya'nin Eçmiyazin Katogikosluguna Nüfuzu ve Istanbul Ermeni Patrikhanesine Tesiri", Erdem, XII/36, Ankara 2000, s.973-987.
KÜÇÜK Cevdet, "Osmanli Imparatorlugu'nda Millet Sistemi ve Tanzimat", Mustafa Resit Pasa ve Dönemi Semineri Bildirileri, Ankara 1994, s. 13-23.
OGUZ Mustafa, II. Abdülhamid'e Sunulan Lâyihalari, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2007 (Yayinlanmamis Doktora Tezi).
ÖZTEMIZ Murat, II. Abdülhamit'ten Günümüze Sosyolojik, Siyasal ve Hukuki Açidan Süryaniler, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul 2007(Yayinlanmamis Doktora Tezi).
SARIYILDIZ Gülden, "Osmanli Devleti'nde Protestan Ermeni Milleti ve Kilisesinin Taninmasi", Yakin Dönem Türkiye Arastirmalari-Istanbul Üniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü Dergisi, Sayi: 2, Istanbul 2002, s. 249-267.
SEYFELI Canan, "Osmanli Devlet Salnamelerinde Rum Melkit Katolik Patrikligi (1847-1918)", Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, Yil 3, Sayi:11, s. 9-39.
TASPINAR Ismail, "Marunîler", TDV. Islam Ansiklopedisi, XXIII., Ankara 2003, s. 71-72.
TEKINDAG Sahabettin, "Osmanli Idaresinde Patrik ve Patrikhane", Belgelerle Türk Tarih Dergisi, Sayi: 1, Kasim 1967, s. 42-55.
TÜRKAN Ahmet, "Istanbul'daki Katolik Ermeni Gruplarinin Problemleri ve Papaligin Müdahaleleri (19. yy.)", History Studies: International Journal of History, IV/2, Temmuz 2012, s. 317-341.
TÜRKAN Ahmet, Ermenilerin ve Dogu Hiristiyanlarin Sorunlari Çerçevesinde Osmanli Papalik Iliskileri, Istanbul 2012.
UBUCINI F. H. A., 1855'te Türkiye, I., (Çev. Ayda Düz), Ocak 1977.
YETISGIN Memet, "Ruslarin Türk Topraklari Üzerinde Yayilmasinin Sebepler Üzerine Bazi Düsünceler", Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak 2007, s. 671-702.
YILMAZ Durmus, Fransa'nin Türkiye Ermenilerini Katoliklestirme Siyaseti, Konya 2001
Elektronik Kaynaklar
A. Fortescue, "Bati Süryaniler'den Melkitler", Çev. Meral Ünüvar, http://www. acsatv.com/fil/Malkoye.pdf, Erisim Tarihi 2013.
http://www.suryaniler.com/suryani-tarihi.asp?id=33, Erisim Tarihi 2013.
Ek 1: Âli Pasa'nin Lâyihasi
Ihsan SATIS**
** Yrd.Doç.Dr., Tunceli Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2016