Türkiye'de Cari Açik Sorunu Üzerine Mikro Temelli Bir Yaklasim
Özet
Son yillarda, yüksek cari açik sorunu gelismekte olan ülkeler için en önemli sorunlardan biri haline gelmistir. Çalismanin amaci, Türkiye deneyimi isiginda cari açigin yapisal nedenlerini arastirmak ve cari açigin nedenleri ile ekonomik etkilerini analiz etmektir. Bu çalismada ayni zamanda, Türkiye'nin 19982013 yillari arasinda cari islemler dengesi "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modeli temel alinarak optimal cari denge ile sürdürülebilirligi ve tüketim davranislari analiz edilmistir. Elde edilen ampirik sonuçlar, Türkiye'nin simdiki tüketim lehine gelecekte yapacagi tüketimden vazgeçtigini ortaya koymaktadir. Ayrica modelden elde edilen gerçeklesen ve optimal cari islemler dengesi serileri incelenen dönemde Türkiye'nin cari islemler açiginin sürdürülemez oldugunu dogrular niteliktedir.
Anahtar Kelimeler: Cari Açik, Optimal Sürdürülebilirlik, Yapisal Nedenler
A Micro-Based Approach on the Problem of the Current Account Deficit in Turkey
Abstract
In recent years, high current account deficit problem has become one of the most important issues in developing countries. The aim of this study was to investigate the structural causes of this phenomenon and analyze the current account deficit causes with economic impacts in Turkey experience. This study also analyze Turkey's current account optimal sustainability and consumption behaviours between 1998 and 2013. The evolution of the current account balance is compared against a benchmark derived from an optimization model of the intertemporal consumption smoothing. Empirical results indicate that Turkey which consumes more than its permanent cash flow has foregone future consumption in favor of present consumption. In addition, between actual and optimal current account balance series confirm that Turkey's current account deficit was unsustainable for that period.
Key Words: Current Account Deficit, Optimal Sustainability, Structural Causes
(ProQuest: ... denotes formulae omitted.)
1. Giris
Türkiye ekonomisi; 1980 sonrasi kapali ekonomi yapisindan, hizli bir disa açilim süreci yasamis ve uluslararasi piyasalarla bütünlesme egilimine girmistir. Bu egilimin sonunda ticaret, sermaye hareketleri ve teknoloji transferleri küresel bir nitelik kazanmistir. Disa açilim süreci, Türkiye'nin dis ticaret hacmini artirirken, diger taraftan da dünya ekonomisindeki risklerin Türkiye ekonomisine yansimasina neden olmustur. Bu risklerden en önemlisi dis ticaret hacminin artmasina karsin cari islemler dengesinin sürekli açik vermesi olmustur.
Türkiye'de özellikle 2001 yilindan itibaren makroekonomik politikalarda saglanan istikrar ekonomiye olumlu yansimis, enflasyon kontrol altina alinmis, kamu borç ve bütçe göstergeleri düzelmistir. Bankacilik sektöründe uygulamaya konulan yapisal reformlar ile ülke ekonomisinde yasanan olumlu gelismelere karsin, bu dönemde cari islemler dengesinde süreç tersine islemistir.
Ekonomik krizin yasandigi 2001 yilinda GSYH'nin % 1,9'u kadar fazla veren cari islemler dengesi, 2002 yilindan itibaren ülkeye giren spekülatif sermaye girisleri ve iç talebe bagli spekülatif büyümenin etkisiyle açik vermistir. Cari açigin artis egiliminde olusu ekonomide yarattigi kirilgan yapi ile kendini giderek hissettirmistir. Türkiye'nin cari islemler dengesine bakildiginda, 2001 yilindan bu yana dis ticaret hacminde artisa karsin, cari islemler dengesinde de çok ciddi boyutlarda açiklar kaydedilmistir. 2012 yili itibariyla GSYH'nin % 6,2'si kadar açik veren cari islemler dengesi, literatürde kritik esik olarak kabul edilen % 4-5 esiginin oldukça üstünde seyretmektedir.
Bu çalismada temel amaç, Türkiye için önemli bir sorun haline gelen, cari islemler açigi sorununu meydana getiren baslica nedenleri ve ekonomik etkilerinin ortaya konulmasidir.
Çalismada kullanilan model literatürdeki diger çalismalardan farkli olarak üretim, yatirim, kamu harcamalarinda yasanacak geçici soklar karsisinda bireylerin tüketimlerini dalgalandirarak cari islemler hesabinda tampon görevi gördügü tanimindan hareketle, cari islemler hesabi ile tüketici davranislari arasinda dinamik bir iliski kurmaktadir. Çalismanin literatürdekilerden ikinci bir farkliligi da, sermaye etkinliginin analiz edilmesidir.
Çalismada cari açik sorunu iki bölüm halinde ele alinacaktir. Ikinci bölümde Türkiye'de cari islemler açigina neden olan baslica faktörler analiz edilecektir. Üçüncü bölümde ise cari açik sorununu belirlemeye yönelik dinamik bir yaklasim olan Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi Modeli ile Türkiye ekonomisi için optimal ve gerçeklesen cari islemler dengesi serileri elde edilerek, optimal sürdürülebilirlik ve tüketim davranislari incelenmistir.
2. Cari Açik Sorununun Nedenleri
Gelismekte olan Türkiye ekonomisi için önemli bir sorun haline gelen cari açik sorununu meydana getiren nedenleri ve ekonomiye olan etkilerinin ortaya konulmasi, büyük öneme sahiptir. Çalismanin bu kisminda Türkiye'de cari açik sorununa sebep olan baslica faktörler; dis ticaret açigi, enerjide disa bagimlilik ve iç tasarruf açigi ele alinacaktir.
2.1. Dis Ticaret Açigi
Türkiye ekonomisinde cari açik sorununun yasanmasinda temel nedenlerin basinda, dis ticaret açigi gelmektedir. Türkiye ekonomisinde dis ticaret açigi, 1947 yilindan itibaren günümüze kadar varligini artirarak sürdürmüstür. 1980 sonrasi dönemde dis ticaret açigi, dis ticaret hacminin genis- lemesine paralel bir sekilde, ekonomik krizlerin yasandigi yillar hariç sürekli büyüme egilimi göstermistir.
Sekil 1 incelendiginde; 1980 sonrasi dönemde cari islemler hesabinin açik vermesinde en önemli nedenlerden birisinin dis ticaret dengesi açigi oldugu ve bunun, cari islemler hesabi açigini daha da artirdigi, hizmetler ve cari transfer hesabi kalemlerinin ise cari islemler açigi artisini engelledigi görülmektedir. Özellikle 1980-2000 arasi dönemde dis ticaret dengesi açiginin küçük miktarlarda gerçeklesmesi nedeniyle cari islemler açiginin olusumunda payi daha düsük olmustur. 2001 krizi sonrasi dönemde ise, cari islemler açiginin artmasinda en büyük payi dis ticaret dengesi açiginin aldigi görülmektedir.
Dis ticaret dengesinin giderek bozulmasinda temel neden ise; Türkiye ekonomisinde genel olarak mal ve hizmet ithalatinin her zaman ihracatindan daha fazla oldugu bir yapi mevcut olmasidir. Özellikle ara mallari üretiminde ithalata olan bagimlilik bu dengesizlige neden olmaktadir (Yilmaz ve Karatas, 2009, s. 72).
Sekil 2'deki, 1980 ile 2012 arasinda ithalatin mal gruplarina göre dagilimi incelendiginde; ilk sirayi ara mali, ikinci sirayi yatirim ve son sirayi ise tüketim mallari almaktadir. Ihracatta ise ilk sirayi sanayi ürünlerinin almasi ve sanayi ürünlerinin disaridan hammadde ile ara mali ithal edilerek üretilmesi ithalata olan bagimliligin göstergesidir (Saçik, 2010, s. 116). Ithalata bagimliligin kontrol altina alinamayarak sürekli ithal girdilere dayali ihracat yapilmasi, ithalata olan talebi artirmaktadir ve bu durumda da dis ticaret açigi giderek yüksek boyutlara ulasmaktadir.
Cari islemler hesabinda en büyük hacme sahip alt hesap grubu olan dis ticaret dengesinde yasanan dengesizlikler, cari islemler açigini artirici yönde etkide bulunmaktadir. Türkiye ekonomisinde 2001 sonrasi dönemde görülen spekülatif büyüme ile birlikte, kronik hale gelen cari açigin olusmasinda iç talebe bagli hizli büyümenin ithalati uyararak dis ticaret açiklarini genisletmesi etkili olmustur.
2000 yili sonrasi ülkeye sicak para girisini tesvik etmek için "yüksek faiz- düsük kur" politikasinin uygulanmasi, dis ticaret açiginin disa açik ekonomiye geçildigi 1980-2000 arasi döneme göre hizla artmasinda etkili olmustur. Bu dönemde döviz kurunun düsük olmasi, ithalatin asiri ölçüde artmasinin yani sira ihracatta basarili pek çok sektörün rekabet gücünü zayiflatarak net ithalatçi konuma geçmesine sebep olmustur. Yerli girdilerden ithal girdilere dayali üretime geçis, dis ticaret açigi kanaliyla cari islemler açigini büyütücü etki yapmistir. Disa açilim sürecinin ilk yillarinda bu olumsuz etki sinirli kalirken, 2000 sonrasi dis ticaret açiginin dolayisiyla cari açigin kontrol altina alinamadigi bir dönem olmustur.
1980-1989, 1990-1999 ve 2000-2012 arasi dönemler kiyaslandiginda toplam cari açigin toplam dis ticaret açigi içerisindeki payinda dikkate deger bir artis oldugu görülmektedir. 1980-1989 dönemine göre 1990-1999 arasi dönemde cari açik 1,29 kat artis göstermistir. 2000-2012 dönemine göre ise, bu artis 28,1 kat gibi büyük bir siçrayis göstermistir. Toplam dis ticaret açigi ise, 19801989 dönemine göre 1990-1999 arasi dönemde 3,34 kat büyürken, 2000-2012 döneminde 15,9 kat büyümüstür. Cari islemler açiginin dis ticaret açigi içindeki payi, 1980-1989 döneminde % 26, 1990-1999 döneminde bir miktar düsüsle % 8,2 olmus, ancak 2000-2012 döneminde bu oran % 54,7'e yükselmistir.
2000 sonrasi dönemde, 1980 ve 1990 sonrasi döneme göre cari islemler açiginin dis ticaret açigi içindeki oraninin önemli ölçüde yükselmesinin baslica nedeni, ticaret açiklarinin hizmet ve diger gelirlerle finanse edilen kisminin oransal olarak küçülmesinden kaynaklanmistir (Esiyok, 2012, s. 70).
Türkiye ekonomisinde ulusal gelirin büyüme hizi, dis ticaret dengesini dolayisiyla cari islemler dengesini yakindan etkilemektedir. Ekonominin sahip oldugu büyüme hizinin cari islemler dengesini etkilemesi, büyük ölçüde ara mali ithalatindan kaynaklanmaktadir. Ekonomin hizli büyüdügü yillarda dis ticaret hacmi genislemekte, yasanan bu genisleme ithalatin da hizla artmasini beraberinde getirerek cari islemler açigini yükseltmektedir.
1990'li yillara ve 2000 sonrasi döneme bakildiginda; ortalama olarak birbirine yakin büyüme oranlarina ulasilsa da büyüme hizinin cari açiga etkisi ayni düzeyde olmamistir. 1990-1999 döneminde yillik ortalama % 4 oranindaki büyüme karsisinda cari açigin GSYIH'ye orani ortalamasi % 0,6 olarak gerçeklesirken, 2000-2012 döneminde ortalama % 4,46 oraninda büyümeye karsilik cari açigin GSYIH'ye orani bu dönemde ortalama % 4,25 olmustur.
Bu iki dönemde yakin büyüme oranlarina ragmen, cari açigin daha yüksek gerçeklesmesinin altinda yatan temel neden; 2000 sonrasi dönemde üretimde ithalata daha fazla ihtiyaç duyularak, ithalata olan bagimliligin 1990 sonrasina göre çok yüksek düzeyde olmasidir. Dönemler kiyaslandiginda 1990'li yillardaki yüksek büyüme orani-düsük cari açik iliskisi, 2000 sonrasinda degismis, 1990'li yillardaki benzer büyüme oranlarina ragmen üretimde sanayinin ithalata bagimliliginin artisi, 2000 sonrasi dönemde daha yüksek dis ticaret açigi ve cari açik ile karsilasilmasiyla sonuçlanmistir.
1990 sonrasi dönemde giderek artan dis ticaret açiginin nedenlerini ortaya koyabilmek için, ithalat bagimliligina yol açan bilesenlerin incelenmesi gerekmektedir. Sermaye hareketleri ve dis ticaretin tamamen serbest hale geldigi 1990-2012 yillari arasinda ithalat mal grubu bilesenlerini olusturan ara mali, tüketim mallari ve yatirim mallarinin GSYIH içindeki paylari incelendiginde; ara mali ithalatinin payi % 8,1'den % 22,1'e, yatirim mallarinda % 2'den % 4,3'e ve tüketim mallarinda ise % 1 düzeyinden % 3,3'e yükselmistir. Bu dönemde özellikle döviz kurlarinda görülen asinma; 1994, 2001 ve 2008 yillarinda yasanan krizlere ragmen, ara mali ithalatina olan talepteki artisin GSYIH içindeki payinin büyümeye devam etmesi, sanayi üretiminde ithalata olan bagimliligi ortaya koymaktadir.
Türkiye'de yasanan 1994 ve 2001 krizlerinde ithalatin seyri, ithalata olan bagimligi ortaya koymaktadir. 1994 krizinde TL'deki asinma, tüketim ve yatirim mallarinin ithalatinda düsüse neden olurken, ara mallarinin ithalati artmaya devam etmis, ara mallarindaki fiyat artislarina ragmen ithalat düsmemistir.
2001 krizi öncesinde, 2000 yilinda nominal çapa uygulamasina bagli olarak TL'nin hizla deger kazanmasi, ara, yatirim ve tüketim mallarinin ithalat payinin da hizla artmasina neden olmustur. Krizle birlikte 2001 yilinda gerçeklesen devalüasyon sonucu, tüketim ve yatirim mallarinin ithalat paylari düserken, ara mallarinin ithalat payi artmaya devam etmistir. Krize ragmen yasanan bu durum Türkiye imalat sanayinin ara mallarinda ithalata bagimli oldugunu, ara mali ithalatinin fiyat artislarindan bagimsiz hareket ettigini göstermektedir (Esiyok, 2012, s. 71).
Türkiye ekonomisinde dis ticaret açigin büyümesinde ana etken olan ithalata olan bagimliligin diger göstergeleri olan Ihracat/GSYIH, Imalat Sanayi Ihracati/GSYIH ve Imalat Sanayi/GSYIH oranlari da önemli bilgiler vermektedir. 1980-2012 dönemine bakildiginda toplam ihracatin GSYIH içindeki payi 1980 yilinda % 3,2'den 1990'da % 6,5'a ve 2012 yilinda ise % 19,2'ye yükselmistir. Ayni dönemde imalat sanayinin ihracat payi ise, 1980 yilinda % 1,52 'den 1990 yilinda % 14,3'e ve 2012'de ise % 18,1'e yükselmistir.
1980-2012 döneminde ihracatin GSYIH içindeki payi ve imalat sanayinin ihracat payinda görülen belirgin yükselise ragmen, bu dönemde imalat sanayinin GSYIH'den aldigi payin 1980 yilinda % 17,1, 1990 yilinda % 22 ve 2012 yilinda ise % 24 olmasi, imalat sanayinin GSYIH içinde almis oldugu payda görülen artisin duragan oldugunu göstermektedir. Imalat sanayisinde görülen bu duragan artis Türk sanayisinin basta ara mali olmak üzere girdi kullaniminda ithalata yöneldigini, yurt içinde düsük bir katma deger eklenerek ithal girdilerin kullanildigini ve ihracatin ithal girdilere bagimli üretimle yapildiginin kanitlar niteliktedir (Dogan, 2014, s. 79-80).
Türkiye ekonomisinde dis ticaret açigi kanaliyla cari açigin artmasinda, AB ile 1996 yilinda yapilan Gümrük Birligi Anlasmasi da çok büyük bir etkiye sahiptir. Gümrük Birligi Anlasmasi sonucu Türkiye AB tarafindan belirlenmis olan ortak gümrük tarifesini kullanmakta, bu durum da özellikle Asya ülkelerine karsi giderek artan dis ticaret açiklariyla karsilasilmasina neden olmaktadir. Çin basta olmak üzere Dogu Asya ülkeleri sermaye hareketlerini denetleyerek ve rekabetçi bir döviz kuru ile iç pazarlarini koruyarak rekabet güçlerini artirmaktadir. Türkiye iç piyasasina girerek yerli üretimi olumsuz etkileyen Asya ülkeleri, yerli üreticilerin ucuz fiyatlarla ithal ettigi girdileri kullanarak üretim yapilmasina yönlendirerek dis ticaret açigini artirmaktadir.
Erdogan ve Bozkurt (2008), Türkiye'de yasam beklentisi ile iktisadi büyüme arasindaki iliskiyi 1980-2005 dönemine iliskin yillik verileri kullanarak ARDL modeli ile incelemislerdir. Yazarlar çalismalarinda, Türkiye'de yasam beklentisi ile ekonomik büyüme arasinda pozitif yönlü bir iliski oldugu sonucuna ulasmislardir.
Tablo 1'deki 2012 yili itibariyle Türkiye'nin en fazla dis ticaret açigi verdigi ülkelere bakildiginda; Çin basta olmak üzere Güney Kore, Hindistan ve Japonya gibi Asya ülkelerinin fiyat avantaji ve ucuz ithal girdi saglamasi sonucu, bu ülkelere verilen yüksek dis ticaret açigi yerli üreticileri olumsuz yönde etkilemektedir. Bu ülkelerle yapilan ihracatin ithalati karsilama oraninin % 9-14 bandi gibi çok düsük seviyede seyretmesi, Asya ülkelerinin dis ticarete olumsuz etkilerinin somut bir göstergesidir.
2.2. Enerjide Disa Bagimlilik
Türkiye ekonomisinde cari açiga neden olan en önemli faktörlerden birisi de, enerjide disa olan bagimliliktir. Üretim sürecinde temel girdi olan enerji sektöründe % 70-74 oraninda görülen disa bagimlilik, dis ticaret açiklari kanaliyla cari açigi beslemektedir. Türkiye ekonomisi büyüdükçe enerji tüketimi çogalmakta ve bunun ithalatla karsilanmasi ise cari açigi artirici yönde etkide bulunmaktadir.
Enerjide disa olan bagimliligin, cari islemler açigini artirmasinda en büyük neden, ham petrol ve dogalgaz fiyatlarinda yasanan sürekli artislardir. Enerji fiyatlarinin yükselmesi, üretim maliyetini artirirken, üretim sektörünün yaptigi ithalatin maliyetini de yükseltmektedir. Cari islemler açiginin enerjiden kaynaklanan kismi, açikta katilik yaratan bir rol oynamaktir (Karabulut ve Danisoglu, 2006, s. 49).
Türkiye ekonomisinde enerji ihtiyacinin büyük bir bölümü ithalat yoluyla karsilanmaktadir. 2000 sonrasi dönemde olusan enerji fiyat artislarinin etkisiyle, enerji ithalati cari açik içinde önemli bir yer tutmaktadir. Cari açik sorununun belirgin olarak artmaya basladigi 2003-2012 arasi dönemde Tablo 2'de veriler incelendiginde; 2003 yilinda enerji ithalatinin cari açiga orani % 153,3 düzeyinde gerçeklesirken, 2009 yilinda bu oran küresel krizinde etkisiyle en yüksek seviyeye % 209 oranina ulasmistir. 2011 yilinda enerji ithalatinin cari açiga orani % 70' e gerilese de, 2012 yilinda bu oran tekrar yükselise geçerek % 122,4 seviyesine kadar çiktigi görülmektedir.
2003-2012 döneminde yapilan enerji ithalatinin cari açiktan çikarilmasi durumunda ise 2003 yilinda cari islemler açiginin 7,51 milyar dolardan 4 milyar dolara düstügü görülmektedir. 2012 yilinda ise 48,9 milyar dolar olarak gerçeklesen cari islemler açigindan enerji ithalati çikarildiginda cari islemler açiginin 10,9 milyar dolar seviyesine düsmesi, enerjide olan disa bagimligin azaltilmasi durumunda cari açigin büyük ölçüde ortadan kalkacagini göstermektedir. Enerji ithalatinin cari açiktan çikarildiginda büyük oranda cari açik sorununun kalkmasina karsin enerjinin talep esnekliginin çok düsük olmasi, enerji ithalatinin cari açik üzerindeki baskisinin, kisa vadede ortadan kaldirilmasini zorlastirmaktadir (Filippini, 1999; Bernstein ve Griffin, 2005; Fan ve Hyndman, 2008).
Enerji talep esnekliginin çok düsük olmasiyla beraber özellikle 2003 yilindan itibaren hizla artis gösteren ham petrol fiyatlarinin, 2003-2012 döneminde % 408,9 artmasi ve cari islemler açiginin da ayni dönemde % 642 artis göstermesi, cari islemler açiginin enerjide disa olan bagimlilikla beslendigini ortaya koymaktadir.
Türkiye ekonomisinin disa açik ekonomi haline geldigi 1980-2012 dönemi verilerine göre, 1980 yilinda enerji ithalatinin toplam ithalat içindeki payi % 49,4 iken, bu oran 1990 yilinda % 20'e ve 1998 yilinda ise % 9 oranina düsmüstür. Daha sonra bu oran artis egilimine girerek 2003 yilinda Eskisehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi % 16,7 ve 2012 yilinda % 25,3'e yükselmistir. Enerji sektöründe ithalat payinin yükselisinde fiyat hareketleriyle birlikte yetersiz yurt içi enerji üretimi de, önemli rol oynamaktadir.
Dis ticaret açiginin büyümesinde en büyük rolü oynayan enerji ithalatindaki payin yükselisinde özellikle ham petrol fiyatlarindaki artislar etkili olmaktadir. 1996-2012 dönemi verilerine bakildiginda ham petrol ithalatinda miktar olarak büyük bir degisim olmamasina karsin, fiyatlardaki artis ham petrol ithalat maliyetini artirmaktadir. 1996 yilinda 22,7 milyon ton olan ham petrol ithalati 2003 yilinda 24 milyon ton ile en yüksek seviyesine çikmistir. 2012 yilinda düsüs gösteren ham petrol ithalati 19,4 milyon tona gerilemis olmasina karsin, 1996-2012 yillari arasi ham petrol ithal edilen miktarinda çok önemli bir degisim yasanmamistir. Ancak bu dönemde petrol fiyatlarindaki artis nedeniyle ithalat 1996 yilinda 3,4 milyar dolardan 2012 yilinda 15,6 milyar dolar seviyesine ulasmistir. Bu gelismeler, enerjide disa bagimli olan Türkiye ekonomisinin enerji ithalati kadar, dünya piyasasinda yasanan petrol fiyatlari degisimlerinin de cari açigi etkilemekte oldugunu göstermektedir.
Türkiye ekonomisinde 2003 yilindan sonra hizla artis gösteren enerji ithalatinda disa bagimli hale gelmesinde, özellikle elektrik üretiminde petrol ve dogalgaz kullanimina agirlik verilmesinin büyük etkisi vardir. 2012 yili itibariyle Türkiye'nin ihtiyaci olan petrolün % 93,9'nu, dogalgazin ise % 98,6'si ithal ederek (Tablo 3), elde edilen bu yakitlarla elektrik üretmesi dogal olarak cari islemler açigini artirici yönde etkide bulunmaktadir.
2.3. Iç Tasarruf Açigi
Türkiye ekonomisinde cari islemler açigi sorunu yasanmasinin altinda yatan sebeplerden bir digeri de; ekonominin yapisal tasarruf sorunu yasamasi sonucu, yurt içi tasarruflarinin açik vermesidir. Bilindigi gibi iktisat yazininda cari islemler açigi, özel ve kamu kesimi toplam yatirimlari ile özel ve kamu kesimi tasarruflari arasindaki fark tarafindan belirlenmektedir.
Yatirim-tasarruf arasinda olusan bu farkin negatif olmasi, yurtiçi net tasarruflarin yetersiz oldugunu ve dis kaynaga ihtiyaç duyuldugunu göstermektedir. Yurtiçi net tasarruflarinin yetersizligi, yatirimlarin finansmani için yabanci tasarruflara ihtiyaç duyulmasini saglamakta ve dolayisiyla cari islemler hesabinin açik vermesiyle sonuçlanmaktadir.
Türkiye ekonomisinde net tasarruflarin genel egiliminin negatif olmasi, büyümenin sürdürülebilirliginde gerekli olan yatirimlarin finansmani için dis kaynaga ihtiyaç duyulmasina neden olmaktadir. Türkiye'de özellikle 2002 yili sonrasi dönemde iç talepte olusan asiri artis etkisiyle, 1990 yili itibariyle % 24,7 seviyesinde olan iç tasarruf oranlari, 2012 yilinda % 14,5 seviyesine düsmüstür. 2012 yilinda yatirimlarin GSYIH'ye orani ise % 20,4 olarak gerçeklesmistir. Bu durum yurtiçi tasarruflarin yatirimlari finanse edemeyerek, yatirimlarin dis borçlanmayla gerçeklestirilmesi gerekliligini ortaya çikarmistir. Sürekli dis borca dayali yatirimlarin faiz ödemeleri de cari açigi artirici etkide bulunmaktadir (Dogan, 2014, s. 93).
1990-2012 döneminde cari açigin kaynagini olusturan iç tasarruf açiginin kökeni kamu ve özel kesimi ayrimi yapilarak incelendiginde, cari açik 2003 yilina kadar kamu kesiminden kaynaklanmis, 2003 yilindan sonra ise cari açik özel kesim kaynakli olmaya baslamistir. 1990-2003 döneminde kamu kesiminin ortalama tasarruf orani % -1,73 olarak gerçeklesirken, 2004-2012 döneminde ortalama % 1,84'e yükselmistir.
1990-2003 döneminde özel kesimin ortalama tasarruf orani ise % 23,79 olarak gerçeklesirken, 2004-2012 döneminde bu oran % 13,22'ye gerilemistir. 1990-2012 dönemi kamu ve özel kesim tasarruf yatirim farklarinin GSYIH'ye oranla gelisimi incelendiginde, 1990-2003 dönemi boyunca cari açigin kökenini kamu kesimi net tasarruf açigi olusturmustur. Kamu kesimi net tasarruf açiginin sürekli yükseldigi ve ortalama % -6,38 oldugu bu dönemde, olusan açigin ortalama % 7,1 olarak gerçeklesen özel kesim net tasarruf fazlasiyla finanse edildigi görülmektedir.
2004-2012 döneminde ise cari açigin olusumunda özel kesim tasarruf oranlarinin düsmesi etkili olmustur. 1990-2003 döneminde ortalama % 7,1 seviyesinde verilen özel kesim net tasarruf fazlasi, 2004-2012 döneminde % 3,3 oraninda tasarruf açigina dönüserek cari açigin ana kaynagini olusturmustur (Dogan, 2014, s. 96).
Türkiye'de tasarruf oranin düsük olmasinin baslica nedeni, özel kesim tasarruflarinin 2000'li yillarda hizla azalma egilimine girmesidir. Kamu maliyesinde 2001 krizi sonrasinda uygulanan politikalar sonucunda, önceki dönemlerde Türkiye'deki tasarruf açiginin temel belirleyicisi olan kamu kesimi, yerini özel kesime birakmis durumdadir. Ayrica, bu dönemde sirketlerin tasarruf etmek yerine yatirimi tercih etmesi de tasarruf oranlarinin düsük kalmasinda etkili olmustur (YASED, 2011, s. 5).
3.Cari Açik Sorununu Çözmeye Yönelik Modeller
Dünya ekonomisinde kronik sorun haline gelen cari islemler açigi sorununun nedenlerinin ortaya konmasi ve çözümüne yönelik olarak çok farkli yaklasimlar gelistirilmistir. Bu yaklasimlardan birisi olan, Dönemlerarasi Yaklasim Modelinde, cari islemler hesabi dinamik optimizasyon probleminin bir çözümü olarak ele alinmaktadir. Modelde temel amaç, tüketimi optimal bir sekilde dönemlere yaymaktir (Kaufmann vd , 2002, s. 531). Genel olarak konjonktür modellerinde cari islemler dengesini etkileyen faktörleri arastirmak için Dönemlerarasi Yaklasim kullanilmaktadir. Ödemeler dengesinin modern teorisi olarak adlandirilan Dönemlerarasi Yaklasimda cari açigin, dinamik tasarruf ve yatirim kararlari tarafindan belirlendigini vurgulamaktadir (Obstfeld ve Rogoff, 1994, s. 2).
Türkiye açisindan yaptigi bir çalismada Özatay (2006), cari islemler açiginin yapisal sorunlarla olan iliskisine dikkat çekerek, konuyu daha farkli bir açidan degerlendirmistir. Bu yapisal sorunlardan ilkini üretimin büyük ölçüde ithal ara mali girdisine gereksinim göstermesi olarak tanimlamakta, digerini ise AB üyeligi sürecinin de olunmasi ve makro-ekonomik istikrarinin kalici bir biçimde saglanmasina baglamistir. Insel ve Kayikçi (2012), Türkiye'de cari islemler açiginin sürdürülebilirligini, cari açigin yapisal temelleri yönünden incelemis ve Türkiye'de ithalatin gelir esnekliginin 2,24 oldugunu ve cari açigin, yüksek ekonomik büyümenin, kaçinilmaz bir sonucu oldugunu belirtmektedir.
Bu bölümde cari islemler açigi sorununu belirlemeye yönelik modellerden, dinamik bir yaklasim olmasi ve cari islemler açigi sorununu mikro temelli bir boyutta ortaya koymasi nedeniyle, Dönemlerarasi Yaklasim modelinin Türkiye için uygulamasi yapilacaktir.
3.1. Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi Modeli
Çalismada kullanilacak olan "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modeli cari islemler dengesinin belirlenisine yönelik mikro temelli bir yaklasim olup model; üretim, yatirim, kamu harcamalarinda yasanacak geçici soklarin, cari islemler hesabinda ve ulusal tasarruflarda dalgalanmalara yol açacagini açiklamaktadir.
Modele göre, dönemlerarasi bütçe kisiti altindaki optimizasyon süreci sonucunda ekonomik karar birimi, borç alma ya da borç verme karari sonucu tüketimini artirarak ya da kisarak faydasini maksimize etmeyi amaçlamaktadir. Cari islemler dengesi pozisyonu da bu borç alma ve verme karar süreci sonunda belirlenmektedir. Bu durumda cari islemler fazlasi, o ülkenin harcadigindan daha çok ürettigini, yani ithal ettiginden daha çogunu ihraç ettigini göstermektedir. Bu durum ülkenin ekonomik iliski içinde bulundugu diger ülkelere net borç verdigini, diger bir anlatimla tüketimini kisarak tasarrufa yöneldigi anlamina gelmektedir. Cari islemler açigi ise, ülkenin harcamalarinin ürettiginden fazla oldugunu, yani ihraç ettiginden daha çogunu ithal etmekte oldugunu ve böylece de, yurt disindan net borç alarak tüketimini artirdigini göstermektedir.
3.1.1. Literatür
Dönemlerarasi tüketimin giderilmesi modelini temel alan önceki çalismalara bakildiginda modelle ilgili gelisen bir literatür oldugu görülmektedir. Bu literatürün ilk örnekleri Sachs (1982) ile Frenkel ve Razin'in (1987) yaptigi çalismalarda bulunmaktadir.
Modelin endüstrilesmis ülkelere uygulamasina ise, Ghost (1995) önderlik etmistir. Ghost (1995) Japonya, Almanya, Ingiltere ve Kanada için dönemlerarasi tüketim modelini incelemistir. Genel olarak tasarruf egiliminin yüksek oranda oldugu Almanya, Japonya gibi ülkelerde gelirden daha az tüketim yapilirken, tasarruf egiliminin nisbi olarak düsük oldugu ABD, Ingiltere ve Kanada gibi ülkelerde gelirden daha fazla tüketim yapilmaktadir. Çalismada ABD hariç diger ülkelerde, gelirde gelecekte meydana degismelere iliskin güçlü beklentilerin cari islemler hesabini etkilemekte oldugu tespit edilmistir.
Ghosh ve Ostry (1995), gelismekte olan genis bir ülke grubuna tüketimin giderilmesini ve sermaye hareketligini arastirmak için bu çalismada da kullanilan modelden yararlanmistir. Çalismada, hane halki gelir ve tasarruf dinamiklerini test etmek için Campbell ve Shiller (1987) tarafindan gelistirilen ekonometrik metodoloji kullanilmistir.
Bu çalismada kullanilan yöntemin dünya ekonomilerindeki uygulamalarina bakildiginda; Agenor ve digerleri (1999) tarafindan Fransa'ya, Ostry (1997) tarafindan ASEAN ülkelerine, Cashin ve McDermott (1998, 2002) tarafindan Avustralya'ya, Makrydakis (1999) tarafindan Yunanistan'a, Callen ve Cashin (1999) tarafindan da Hindistan'a uygulanmistir.
Cashin ve McDermott (1998, 2002) zamanlararasi tüketim dalgalanma modelini Avustralya ekonomisi için arastirmislardir. Avustralya ekonomisinde genel olarak zamanlararasi tüketim dalgalanma modelinin geçerli oldugu gibi, geri ödeme yetenegi kosulu da saglanmaktadir. Agenor ve digerleri (1999) Fransa için zamanlararasi tüketim dalgalanma modelini arastirmislardir. Çalismada Fransa'nin dis soklar karsisinda dis yükümlüklerini artirmak veya azaltmak suretiyle tüketimdeki dalgalanmalarini gidermede çok fazla güçlük çekmeyecegi bulgularina erisilmistir.
Dönemlerarasi tüketimin giderilmesi modelinin Türkiye ekonomisine iliskin literatür taramasina bakildiginda ise Selçuk (1997), Akçay ve Özler (1998), Babaoglu (2005), Kalyoncu (2005), Akçag- layan (2006), Erkiliç (2006) , Togan ve Berüment (2007), Oguz ve Sohrajbiv (2008), Akçoraoglu ve Agaslan (2009), Azgün (2011), Binatli ve Sohrabji (2012) tarafindan uygulandigi görülmektedir.
Selçuk (1997), dönemlerararasi tüketim dalgalanma modelini 1987-1995 dönemi için Türkiye ekonomisine uygulamistir. Çalismaya göre, Türkiye'nin tüketimi geliri ile istikrarli bir sekilde dalgalanmamaktadir. Sermaye hareketliligi tam degildir. Türkiye'de gerçeklesen tüketimin optimum tüketimden daha oynak oldugu sonucuna varmistir. Babaoglu (2005), 1987-2004 dönemi için uyguladigi dönemlerarasi tüketimin giderilmesi modeli sonuçlarina göre, elde edilen gerçeklesen ile optimal cari islemler serilerinin istatistiki olarak birbirine benzer seyir izlemedigi, cari islemler açiginin sürdürülebilir olmadigi sonucuna varilmistir.
Akçaglayan (2006), dönemlerarasi tüketim dalgalanmalarinin giderilmesi modelini 1987-2003 yillari arasinda Türkiye için uygulamistir. Çalismada, cari islemler açiginin sürdürülebilir oldugu (tüketimin model tarafindan belirlenen optimum düzeyde oldugu) ancak 2000-2001 krizi öncesindeki alt dönemde asiri oldugu sonucuna ulasilmistir. Oguz ve Sohrajbiv (2008), 1992-2004 yillari için Türkiye'nin cari islemler hesabinin optimalitesini ve sürdürülebilirligini incelemistir. Cari açigin optimalligini dönemlerarasi borç ödeme kapasitesine dayandiran çalismada dönemlerarasi ögrenme modeli (IBM: Intertemporal Benchmark Model) kullanilmistir ve Türkiye'nin cari islemler açiginin optimal ve sürdürülebilir olmadigi sonucuna ulasilmistir.
Akçoraoglu ve Agaslan (2009), çalismalarinda optimal cari islemler dengesini veren dönemlerarasi modelinin yapisi ile gerçeklesen cari islemler hesabi kiyaslanmistir. Cari açigin sürdürülebilirligi analizi çerçevesinde modelin tahmininde es-bütünlesme testleri kullanilmistir. Elde edilen cari islemler dengesinin, gerçeklesen ve optimum serilerinin karsilastirilmalari gerekli istatistiki testler ile yapilmistir. Bu sayede Türkiye'deki cari islemler açiginin boyutu belirlenmis ve mevcut politikalar esliginde bu sürecin sürdürülebilirligi test edilmistir. Test sonuçlari Türkiye'nin cari açiginin sürdürülebilirlikten uzak oldugunu göstermistir.
Son olarak Azgün (2011), 1998:1-2009:3 dönemi Türkiye'nin cari islemler hesabinin dönemlerarasi tüketim dalgalanma modeli tahmin edilmistir. Türkiye'nin dis performansindaki gelismeleri tahmin etmek için geri ödeme yetenegi kapasitesi incelenmistir. Modelde, cari islemler hesabi hasila, yatirim ve kamu harcamalarina geçici soklar karsisinda özel kisilerin tüketimlerini dalgalandirabildikleri tampon olarak tanimlanmaktadir. Ampirik sonuçlar, Türkiye'nin cari tüketim lehine gelecekte yapacagi tüketimden vazgeçtigini ortaya koymaktadir. Türkiye'nin cari tüketimi optimal yolunda dalgalanmamaktadir. Gerçeklesen ve optimal dis borç yükümlülükleri kapsaminda, elde edilen tahmin sonuçlari Türkiye ekonomisinde geri ödeme yetenegi kosulunun saglanamadigini ortaya koymaktadir.
Bu çalismanin Türkiye ekonomisi için "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modelini kullanan literatürdeki diger çalismalardan temel farkliligini; elde edilen makroekonomik verilerle Türkiye için tüketici davranislari ile cari islemler açigi arasindaki iliskiyi arastirmasidir. Çalismanin diger bir farkliligi ise dünya sermaye piyasalarinda sürekli artan ve net borçlu durumunda olan Türkiye ekonomisinde sermaye etkinligini analiz etmesidir.
3.1.2. Teorik Model
Bu çalismada kullanilacak "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modeli temelde sürekli gelir hipotezine dayanmaktadir. Modelde sermaye hareketlerinin serbest, disa açik ve küçük bir ekonomi varsayimi yapilmaktadir. Sürekli gelir hipotezine göre bu tarz bir ekonomide geçici bir sok ulusal tasarruflar ve cari islemlerde dalgalanmalara yol açacaktir. Üretim, yatirim, kamu harcamalarinda yasanacak geçici soklar cari islemlerde dalgalanmalar yaratacak ve cari islemler de tüketim soklarini giderici etkide bulunacaktir.
Dönemlerarasi tüketimin giderilmesi modeli teorik olarak su sekilde belirtilebilir (Ghosh ve Ostry (1995) ile Makyridasis (1999):
Modelde ekonomideki tüm bireylerin özdes oldugu ve tüketicilerin hayat boyu tüketimlerinden maksimum faydayi saglayacaklarinin amaçlandigi varsayilmaktadir.
... (1)
Denklem 1'de Et t zamaninda tüketicinin olusturdugu beklentilere isaret etmektedir. C ekonomideki toplam özel tüketim miktarini, U(c) tüketicinin fayda fonksiyonunu, β ise gelecek dönem degerlerini bugüne indirgemeye yarayan iskonto oranidir.
Tüketiciler faydalarini denklem 1'de verilen fayda fonksiyonu altinda denklem 2'deki gibi uzun dönemli bütçe kisiti altinda maksimize etmeye çalisir.
... (2)
Denklem 2'de ncft degiskeni nakit akim degiskenini temsil ederken bu degisken qt-it-gt'e esittir. bt ise ekonominin net dis varlik stokunu göstermektedir. qt degiskeni GSYH'i, it kamu ve özel kesim toplam yatirimlarini, gt kamu harcamalarini ve r ise sabit olarak kabul edilen dünya reel faiz oranini ifade etmektedir. Ayrica denklemde yer alan Δ önüne geldigi degiskenin bir önceki zaman birimine göre farkin alinacagini göstermektedir. Denklem 2'e göre net dis varliklarda görülen degisim diger bir deyisle cari dengedeki degisim, dis varliklara (dis borçlara) yapilan faiz ödemelerini de içeren nakit akim (ncf) degiskeninden, özel tüketim degiskeninin çikarilmasiyla bulunmaktadir.
Tüketim degiskenine göre maksimizasyon problemi çözüldükten sonra denklem 3 elde edilmektedir.
... (3)
... (4)
Denklem 3'de ct* degiskeni t zamanindaki optimal tüketim düzeyini, Θ tüketimin kayma düzeyini gösteren parametredir. Denklemde optimal seviyede özel tüketimin (ct*) gelecekte beklenen ulusal nakit akiminin simdiki zamana indirgenmis degeriyle ölçülür ve net dis varlik stogunun toplamina göre degismektedir.
Denklem 3'e göre simdiki ve gelecek dönemler arasindaki tüketimin kaymasini ortaya koyan Θ parametresi:
Θ>1 olmasi durumunda; ülkedeki özel sektörün tüketim düzeyi, nakit akim düzeyinden (ncf) düsüktür ve bu durumda tüketimin simdiki zamandan gelecekteki bir zamana kaydirildigini, yani tüketicilerin sabirli tüketici oldugunu ifade eder.
Θ<1 olmasi halinde ise; gelecekteki tüketim simdiki zamana kaydirilir ve bu durumda tüketicilerin sabirsiz tüketiciler oldugunu, tüketimin nakit akimindan fazla gerçeklestigini ifade etmektedir.
Θ parametresine göre simdiki zaman tüketiminin tercih edilmesi yani Θ<1 oldugunda, tasarruf açigi olan Türkiye gibi gelismekte olan ülkeler daha düsük faizle dis borç yoluyla bu açigi kapatarak tüketimini artirma yoluna gidecek, dönemlerarasi tüketimlerini maksimize edecek ve sonuçta ülke dis ticaret açigi ve cari açik verecektir. Denklem 2, 3 ve 4'den yola çikarak cari denge denkleminin elde edilmesi için cari denge degiskeninin duragan hale getirilmesi gerekmektedir.
Cari denge degiskeninin duragan yapilabilmesi için; tüketim kaydirici bilesen denklemden çikartilarak, tüketim dalgalanmalarini gideren ve optimal tüketim düzeyine bagli optimal cari denge elde edilir.
... (5)
Denklem 5'te elde edilen gerçeklesen cari denge denkleminde; faiz ödemelerini içeren nakit akim degiskeni ncfr =yt -it-gt olup, yt degiskeni GSMH'yi temsil etmektedir ve GSYIH (qt) ile net faktör gelirleri veya giderlerinin (net dis varliklarin faiz gelir veya giderleri) toplamina esit olmaktadir. Denklem 4 ve denklem 5'in birlestirilmesiyle optimal cari denge denklemi elde edilir. Buna göre optimal cari denge denklemi;
... (6)
Denklem 6'ya göre optimal cari dengenin, simdiki zamana indirgenmis beklenen nakit akim düzeyindeki (ncf) ile ters yönde hareket edecegini ifade etmektedir. Denkleme göre ncf degiskeninin (beklenen net ulusal gelir düzeyi) zaman içinde büyümesinin beklenmesi, ülke ekonomisinin geleceginin iyimser bir tablo çizmesi durumunda cari açik vermesi optimal bir davranis olmaktadir. Diger bir deyisle ekonomide iyimser bir bekleyis durumunda, bireyler kolaylikla ödeyebilecekleri düsüncesiyle daha fazla borçlanarak gelecekteki gelirlerini simdiden tüketerek, simdiki zamanda tüketimlerini artirmaktadir. Tüketimin artmasi sonucunda cari denge bozularak ülke cari açik vermektedir.
Denklem 6'dan yola çikarak birkaç ara islem yapilmasi sonucu optimal cari denge denklemi:
... (7)
Denklem 7'de, I parametresi 2x2 birim matrisi, A parametresi modelden elde edilecek katsayilardan olusacak matrisi, r parametresi ise uluslararasi reel faiz oranini ifade etmektedir.
3.1.3. Veri Seti
Modelde kullanilacak tüm zaman serilerinin kaynagini, TÜIK'in 3'er aylik dönemler halinde yayimlamis oldugu 1998=100 bazli sabit fiyatlarla milli gelir hesaplari olusturmaktadir. Veriler TCMB'nin elektronik veri dagitim sisteminde (EVDS) yayimlamis oldugu veri bankasindan alinmis olup, 1998 yilinin ilk çeyreginden 2013 yili son çeyregine kadar olan süreyi kapsamaktadir.
3.1.4. Modelin Kurulmasi ve Çözümlenmesi
Modelde kullanilacak üçer aylik dönemler halinde yayimlanan zaman serilerinde çok belirgin bir mevsimsellik etkisi mevcut oldugundan, bu etkinin model sonuçlarini yaniltabilecegi düsüncesiyle veriler modele sokulmadan önce E-views 8.0 paket programinda "hareketli ortalamalara oranlama (ratio to moving average)" yöntemiyle mevsimsellikten arindirilmistir. Ayrica modelde yer alan degiskenler logaritmik dönüsümleri yapildiktan sonra modele dahil edilmistir.
Modelde kullanilan tüm seriler bin TL cinsinden ifade edilmis olup, modelde yer alan degiskenler; qt alici fiyatlariyla gayri safi yurtiçi hasila; yt alici fiyatlariyla gayri safi milli hasila, ct özel nihai tüketim harcamalari, gt kamu tüketim harcamalari, it gayri safi sabit sermaye yatirimlari (kamu ve özel kesimi) ve rbt yurtdisindan saglanan net faktör gelir veya giderleri seklinde sembolize edilmektedir.
3.1.4.1. Duraganlik (Birim-Kök) Test Sonuçlari
Duraganlik kavrami; bir serinin ortalamasi, varyansi ve otokovaryansinin farkli zaman dilimlerinde degismemesini ifade eder. Seriler arasinda sahte iliskilere yer vermemek ve bir sokun etkisinin kalici olmasini engellemek için serinin duragan olmasi önemlidir. Bu nedenle duraganlik arastirmasi için çalismada Augmented Dickey Fuller (ADF) Testi kullanilacaktir (Dickey ve Fuller, 1981).
Model tahminine baslanmadan önce esbütünlesme ve VAR analizleri için modele giren degiskenlerin Augmented Dickey Fuller (ADF) birim kök testi ile kaçinci dereceden duragan olduklari tesbit edilecektir. Test herhangi bir D degiskenine göre olusturulmus asagidaki örnek denkleme göre regresyona tabi tutulacaktir.
... (8)
Test sonuçlarina göre H0: (p-1)=0 hipotezinin red edilmesi, sorgulanan degiskenin duragan oldugunu göstermektedir.
Çalismada birim kök testi Schwarz Info Criterion (SC) yöntemine göre gecikmeli degerler sayisi artirilarak minimum SC degerini veren model ve gecikmeli deger sayisi kullanilmistir. Degiskenler için kullanilan gecikme deger sayisi Tablo 4'de belirtilmistir. Buna göre degiskenlere ait duraganlik testi Tablo 4'de verilmistir.
Tablo 4'deki test sonuçlarina bakildiginda; degiskenlerin normal düzeylerinde mutlak degerlerde test istatistikleri kritik degerlerden küçük oldugu için tüm degiskenler duragan degildir denilebilir. Ancak degiskenlerin 1. sira fark degerlerine bakildiginda, mutlak degerlerde tüm degiskenlerin test istatistik degerlerinden daha büyük oldugu için 1. sira farkta tüm degiskenler duragandir.
3.1.4.2. Esbütünlesme Analizi ve Gerçeklesen Cari Denge (Cat )'nin Bulunmasi
Esbütünlesme teoriye göre, duragan olmayan degiskenler arasindaki uzun dönemli iliskiyi göstermektedir. Johansen (1988) Esbütünlesme Testlerinin kullanimi bu çalismada kullanilan faiz ödemelerini içeren net akim degiskeni (NCFR) ve tüketim (Ct) degiskeni gibi ayni dereceden duraganliga sahip olan iki degiskenin uzun dönemli iliskisini gösterir. Tablo 4'de verilen ADF Birim Kök Test sonuçlarina göre esbütünlesmenin ilk sarti olan birinci dereceden duragan olma sarti saglanmaktadir. Bu sayede duragan olmayan iki degisken dogrusal kombinasyonlar sonucu duragan bir degiskeni olusturacaktir. Bu yeni duragan degisken denklem 9'da gerçeklesen cari dengenin hesaplanmasina olanak saglayarak, gerçeklesen cari denge (Cat) serisini olusturmaktadir.
... (9)
Gerçeklesen cari dengeyi hesaplayabilmek için öncelikle Θ parametresinin tahmin edilmesi gerekmektedir. Θ parametresinin tahmininden önce incelenen dönemde CUSUM ve CUSUM-Square testlerinin yapilmasi sonucu tespit edilen yapisal kirilmalarin tahmin sonucunu etkilememesi için, asagida tanimlanan kukla degiskenler kullanilacaktir:
Kukla=0 (1998Q1-1999Q2, 1999Q4-2000Q2, 2001Q4-2007Q4, 2009Q3- 2010Q1, 2011Q22013Q4)
Kukla=1 (1998Q3-1999Q3, 2000Q3-2001Q3, 2008Q1-2009Q2, 2010Q2-2011Q1)
Johansen Esbütünlesme Testine göre yapilacak tahminde degiskenlere uygulanacak kukla degiskenleri, Kukla=0 yapisal kirilmalarin gerçeklesmedigi dönemler için ve Kukla=1 yapisal kirilmalarin gerçeklestigi dönemler olmak üzere teste dissal degisken olarak sokulacaktir.
Tablo 5'de verilen sonuçlar, ΔNCFR ile ΔC degiskeni arasindaki esbütünlesme iliskisini dogrular niteliktedir. Sonuçlara göre iz istatistigi degeri kritik degerden daha büyüktür ki bu , % 5'lik önem derecesinde, iki degisken arasinda esbütünlesme iliskisinin olmadigini söyleyen H0 hipotezinin reddedilecegini gösterir. Elde edilen sonuçlar, degiskenler arasinda uzun dönemli iliskinin var oldugunu kanitlamaktadir. Test sonuçlarina göre Türkiye'de tüketim sapma degeri 0,9305 olarak bulunmustur.3 Bu sapma degeri 1'den küçük olmasi nedeniyle ayni zamanda tüketicilerin sabirsiz davranarak tüketim tercihlerinde gelecek dönemlerde yapacaklari tüketimlerini, simdiki zamana kaydirarak yaptiklarini göstermektedir. Θ parametresi hesaplandiktan sonra denklem 9 araciligi ile bulunan gerçeklesen cari denge serisi (Cat) Sekil 4'de verilmistir.
Hesaplamalar sonucu elde edilen gerçeklesen cari denge serisine ADF Birim Kök Testi uygulandiginda -4,207339 olarak çikan test istatistigi, % 5 anlamlilik düzeyi kritik degeri -2,908408 degerinin mutlak degerce büyük çikmasi degiskenin I(0) düzeyinde duragan oldugunu kanitlamaktadir. Sekil 4 incelendiginde; kriz yillari disinda gerçeklesen cari dengenin sabit bir ortalama etrafinda dalgalandigi, artis ya da azalis trendi göstermedigi anlasilmaktadir.
Johansen Esbütünlesme Analiziyle faiz ödemelerini içeren net akim degiskeni (NCFR) ve tüketim (C) degiskeni arasindaki uzun dönemli iliski tespit edilip gerçeklesen cari denge serisi elde edildikten sonra, bu iki degisken arasindaki uzun dönem dengesi ve kisa dönem arasindaki dinamikleri hata düzeltme modeli ile açiklanacaktir. Bu iki degisken arasindaki kisa dönemde meydana gelen dinamik ayarlamalari tahmin edebilmek için degiskenlerin duragan olduklari seviyedeki degerleri ile hata teriminin (EC) bir gecikmeli degeri kullanilarak hata düzeltme modeli elde edilmistir. Elde edilen tahmin sonuçlari Tablo 6'da verilmistir.
· F istatistik: 3.137080
· Prob (F istatistik): 0.032143
· EC: Hata Düzeltme terimi
Hata düzeltme mekanizmasinin çalisabilmesi için hata düzeltme teriminin negatif ve istatistiksel olarak anlamli olmasi gerekmektedir. Tablo 6'da verilen test sonuçlarina göre hata düzeltme terimi beklenildigi gibi negatif isaretli çikmis, ancak istatistiki olarak anlamli çikmamistir. Bu sonuca göre tüketim (C) degiskeninin neden oldugu faiz ödemelerini içeren net akim degiskeninde (NCFR) uzun dönemde yarattigi dengesizlik kisa dönemde hata düzeltme modeliyle giderilememektedir.
3.1.4.3.VAR Modeli Ile Optimal Cari Denge (Cat*)'nin Hesaplanmasi
VAR analizinde kullanilan gerçeklesen cari denge degiskeni (Cat) ve nakit akim degiskeninin (NCF) duraganlik kontrolleri yapildiktan sonra, denklem 10 kullanilarak Türkiye'nin optimal cari denge serisi (Cat*) hesaplanacaktir.
VAR modelinin uygulanmasinda gelismekte olan ülkelerde daha önce yapilan çalismalarda tek gecikmeli deger kullanildigi için bu çalismada da degiskenler 1 gecikmeli olarak analize dahil edilecektir. Bununla beraber, gerçeklesen cari islemler dengesi serisinin elde edilmesi için kullanilan VAR modelinde oldugu gibi yapisal kirilmalarin tahmin sonucunu etkilememesi amaciyla analize, Kukla=0 yapisal kirilmalarin gerçeklesmedigi dönemler için ve Kukla=1 yapisal kirilmalarin gerçeklestigi dönemler için olmak üzere dissal kukla degiskeni katilacaktir.
Kukla=0 (1998Q1-1999Q2, 1999Q4-2000Q2, 2001Q4-2007Q4, 2009Q3-2010Q1, 2011Q22013Q4)
Kukla=1 (1998Q3-1999Q3, 2000Q3-2001Q3, 2008Q1-2009Q2, 2010Q2-2011Q1)
Buna göre elde edilen VAR modeli sonuçlari Tablo 7'de verilmistir.
· ( ) Standart Hata
· [ ] t istatistik degerleri
· DNCF: NCF Degiskeninin 1. Dereceden Farkidir
Modele göre gerçeklesen cari denge degiskeninin (CA) gelecekte nakit akim degisikliklerini (NCF) açiklayabildigi varsayilmaktadir. Bu nedenle, gerçeklesen cari dengenin (CA) gecikmeli terimlerinin gelecekteki nakit akisi degisiklerini (NCF) açiklamakta katkisi olup olmadigini test etmek için Granger (1969) Nedensellik testi yapilmistir. Buna göre elde edilen Granger Nedensellik Testi Sonuçlari Tablo 8'de verilmistir.
1 gecikmeli olarak yapilan test sonuçlarina göre 4.5407 olarak bulunan χ 2 istatistik degeri, χ 2 (1) kritik degeri 3.84'den büyüktür ve gerçeklesen cari denge degiskeni nakit akim degiskeninin (NCF) Granger nedeni degildir hipotezi % 5 hata payi ile red edilmektedir.
Bu nedenle elde edilen tahmin sonuçlari, optimal cari denge gelismelerini açiklayabildigini göstermektedir. VAR analizinden elde edilen katsayilar denklem 10'da yerine konularak optimal cari denge serisi elde edilmesi sonucu gerçeklesen cari denge ile optimal cari denge karsilastirilabilecektir.
VAR analizinden elde edilen katsayilar denklem 10'da A matrisini olusturan A = -0.148925 -0.000673 | 1.768602 -0.014678 matrisi denklemde yerine konulmasiyla optimal cari denge serisi elde edilecektir.
... (10)
Denklem 10'da I parametresi birim matrisi, r parametresi ise uluslararasy reel faiz oranyny ifade etmektedir. Bu calypmada literaturu takiben farkly faiz oranlarynyn sonuclary cok fazla dediptirmeme-si nedeniyle faiz parametresi, 1998-2013 yyllary LIBOR USD faiz oranlary ortalamasy olan % 3 faiz orany secilmiptir.
3.1.4.4. Modelden Bulunan Gerçeklesen Cari Denge Ile Optimal Cari Dengenin Karsilastirilmasi ve Ekonometrik Modelin Yorumlanmasi
Çalismanin bu kisminda tüketimin giderilmesi modeli kullanilarak, hesaplanan gerçeklesen cari denge ile optimal cari denge serilerinin karsilastirilmasi yapilacaktir. Karsilastirma yapilmadan önce önemle vurgulanmasi gereken bir husus; çalismada milli gelir serileri kullanilarak elde edilen gerçeklesen cari denge verilerinin ödemeler bilançosu tablosu verileriyle karsilastirildiginda, isaret ve rakamsal olarak farkliliklar içermesidir. Bu fark hesaplama yönteminden kaynaklanmakta olup, çalismada asil amaç cari dengenin optimal cari dengeyle kiyaslanarak optimal düzeyde olup olmadiginin arastirilmasidir.
Sekil 5'e göre gerçeklesen cari dengeyle optimal cari denge, 2001 krizi ve 2008 Küresel Krizi yillari disarida tutuldugunda, birbirine yakin seyretmektedir. Bu yüzden uygulanan ekonometrik modele göre serbest sermaye hareketleri varsayimi altinda, sermayenin etkin kullanildigini isaret etmektedir. Ancak gerçeklesen cari dengenin optimal cari dengenin üstünde gerçeklestigi yillar ülkeye sermaye girisinin beklenen düzeyin altinda kaldigini göstermektedir. Özellikle 1997 Asya Krizi etkisinin sürdügü 1998 yili, 2001 krizi ve son yasanan 2008 krizinde bu durum daha belirgindir.
Diger yandan Türkiye'nin gerçeklesen cari islemler dengesinin optimal cari islemler dengesini yakaladigi yillarin kriz öncesi dönemlere rast gelmesi, cari dengenin bozulmasina spekülatif unsurlarin etkili oldugunu, yine çalismada kullanilan modele göre sabirsiz tüketim davranisindaki bireylerin bu dönemlerde gelecekte baska bir kriz beklentisiyle tüketimlerini kisarak tasarrufa yönelmesinin etkili oldugunu göstermektedir. Tüketici davranislarinin kriz yillari disinda optimal olmamasi, gerçeklesen cari dengenin optimal cari dengeyle yakin seyretse de cari dengenin optimal düzeyin asagisinda kalmasiyla sonuçlanmaktadir. Modelden elde edilen gerçeklesen cari denge ve optimal cari denge serileri cari açigin optimali yakalamaktan uzak oldugunu ve sürdürülemez oldugunu göstermektedir.
Ekonometrik modelden elde edilen gerçeklesen cari denge ve optimal cari denge serilerinin bir birine esit olup olmadigi diger bir deyisle cari açigin optimal sürdürülebilir olup olmadigi sekilsel analizi ile birlikte istatistiksel olarak test edilmesi daha dogru sonuçlar verecektir. Bu nedenle modelden elde edilen gerçeklesen cari denge serisinin (Cat) optimal cari denge serisine (Cat*) esit oldugu varsayimiyla Wald Testi yapilmistir. Buna göre elde edilen test sonuçlari Tablo 9'da verilmistir.
Yapilan test sonuçlarina göre 113.88 olarak bulunan χ 2 istatistik degeri, χ 2 (1) kritik degeri 3.84'den büyüktür ve modelden elde edilen gerçeklesen cari denge serisinin optimal cari denge serisine esit oldugu H0 hipotezi istatistiksel olarak red edilmektedir. Bu nedenle elde edilen test sonuçlari istatistiki olarak da Türkiye'de cari açigin optimal sürdürülebilir düzeyde olmadigini dogrular niteliktedir.
Türkiye'de cari açigin optimal sürdürülebilirligini inceleyen diger çalismalarla kiyaslandiginda Selçuk (1997), Kalyoncu (2005) ve Akçaglayan (2006) inceledikleri dönemlerde bu çalismadan farkli olarak Türkiye'de cari açigin sürdülebilir oldugu sonucuna varirken, Babaoglu (2005), Togan ve Berüment (2007) Oguz ve Sohrajbiv (2008), Akçoraoglu ve Agaslan (2009), Azgün (2011), Binatli ve Sohrabji (2012) ise bu çalismayla benzer sonuçlar elde ederek Türkiye'de cari islemler açiginin optimal sürdürülebilir düzeyde olmadigi tesbitinde bulunmuslardir.
Diger taraftan modelden elde edilen ampirik sonuçlar tüketicilerin, kriz dönemlerinde tampon görevi görerek tüketimlerini kismasinin daha fazla cari açigin olusmasini önledigi, ancak ekonominin normal seyrinde sabirsiz tüketicilerin gelecek tüketimlerini bugünden tüketime yönlendirmeleri diger bir deyisle tüketim artisinin yabanci ülkelerden borç alinarak gerçeklestirilmesi, 2001 sonrasinda spekülatif sermaye girislerinin ülkeye girmesinde etkili olmaktadir. Sekil 5 incelendiginde 2001 krizi sonrasi dönemde gerçeklesen cari denge serisinin dalgali bir seyir izlemesi de bu durumu isaret etmektedir. Dis borçlanma yoluyla artan tüketimde cari açigi artirici etkide bulunarak cari dengeyi optimal sürdürülebilir düzeyden uzaklastirmaktadir.
4. Sonuç
Türkiye ekonomisinde 1980 sonrasi disa açik bir ekonomi haline gelmesi ve özellikle 2001 krizi ile yasanan durgunlukla giderek kroniklesmeye baslayan cari açik sorunu, son yasanan 2008 küresel krizle birlikte bir kez daha kendini göstermistir. Türkiye'de geçmiste yasanan krizler ve son yasanan 2008 krizi karsilastirildiginda cari açik ile ilgili asil sorun; cari açigin hangi düzeyde oldugundan çok ekonomide olusturdugu temel kirilganliklardir. Uzun vadeli sermaye girisleriyle finanse edilen cari açik, ekonominin kirilganligini artirmayan bir finansman aracidir. Ancak Türkiye ve gelismekte olan çogu ekonomide oldugu gibi kisa vadeli sermaye girisleriyle finanse edilen bir cari açik, tasidigi ani sermaye çikisi riski nedeniyle boyutu ne olursa olsun, sürdürülemez nitelige sahiptir.
Çalismada Türkiye için geçerliligi arastirilan "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modelinden elde edilen gerçeklesen cari denge ve optimal cari denge serileri araciligi ile gelismekte olan ülkelerde dis finansmana dayali ekonomik büyümenin beraberinde getirdigi cari açigin optimal sürdürülebilirlikten uzak oldugu ve ekonomide kirilganliklara neden oldugu belirlenmistir. Ayrica 2001 krizi ve 2008 küresel kriz öncesi dönemlerde gerçeklesen cari dengenin optimal cari dengeye ulasmasi, Türkiye ekonomisinde tüketimin kriz dönemlerinde tampon görevi görerek cari açigi azaltici etkide bulundugu, kriz dönemleri hariç tutuldugunda ise, özellikle 2001 krizi sonrasinda tüketimin cari açigi artirici etkide bulundugu belirlenmistir.
Türkiye için uygulamasi yapilan "Dönemlerarasi Tüketimin Giderilmesi" modelinin test sonuçlarina göre, Türkiye'de tüketici davranislarinin optimal düzeyde olmadigi ve asiri tüketim talebinin varligini dogrular nitelikte sonuçlar elde edilmektedir. Ampirik sonuçlara göre, 0.93 olarak hesaplanan tüketim sapma degeri (Θ) tüketicilerin gelecekteki tüketimlerini simdiki zamana kaydirarak artirdiklarini dolayisiyla tasarruf yapmak yerine asiri tüketimi tercih ettigini göstermektedir. Türkiye ekonomisinde, tasarruf yapilmasi yerine tüketimin tercih edilmesi ekonomide tasarruf açigini artirarak, açigin dis kaynaklardan borçla finanse edilmesiyle sonuçlanmakta, artan dis borçlarin faiz ödemeleri de cari açigi artirici etkide bulunmaktadir.
Bu çerçevede, cari açigin artmasini önlemeye yönelik politikalarin uygulanmasi gerekmektedir. Cari açigi kapatmak için sicak para yerine, sabit yabanci yatirimlarin ülkeye gelmesi daha fazla tesvik edilmelidir. Böylece hem sicak paranin ekonomide yol açtigi risklere karsi koruma hem de daha saglam temellere dayali bir ekonomik büyüme saglanmis olacaktir. Dogrudan yabanci yatirimlari ülkeye çekebilmek için yatirimcilara güven ortami saglanmali, siyasi ve ekonomik istikrar sürdürülmeli ve uygun yatirim ortami saglanmalidir.
Yurt içi üretimin ithalat bagimliliginin azaltilmasi amaciyla, sanayide kullanilan ithal ara mallarin yurt içinde üretilmesini saglayacak politikalar gelistirilmelidir. Ihracat artisini saglamak için Ar-Ge faaliyetlerinin yayginlastirilmasi saglanarak özellikle yüksek teknolojili ara mallarin yurt içinde üretilmesinin desteklenmesine yönelik çalismalar yapilmalidir.
Enerjide bagimliligin azaltilmasi amaciyla ise, Türkiye'nin özellikle elektrik üretiminde kullandigi enerji kaynaklarindan petrolde % 93 ve dogalgazda ise % 98 oraninda disa bagimli oldugu gerçe- ginden hareketle yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarinin payinin artirilarak, enerji ithalatinin azaltilmasi ve cari açigin kapatilmasi büyük öneme sahiptir. Enerjide disa bagimliligin azaltilmasi için devletin destegiyle alternatif enerji kaynaklari yaratmak amaciyla AR-GE çalismalarinin yapilmasi ve özel sektörün katilimiyla kurulacak Enerji Borsasi'nin bir an önce hayata geçirilerek, enerji yatirimlari için uygun ortam hazirlanmalidir.
Tüketime dayali ithal talebi giderek artan Türkiye ekonomisinde asiri tüketimden kaçinilmali ve yurt içi tasarrufu artirici çesitli tesvik programlari uygulanarak tasarruf açigi kapatilmalidir. Tasarruf açiginin kapatilmasi için öncelikli olarak kadinlarin ve gençlerin isgücüne katilimi desteklenerek bireylerin gelir düzeyleri artirilmasi saglanmali, tasarruf açiginin artmasinda büyük rol oynayan düsük gelir düzeyi sorunu düzeltilerek tüketimin tasarrufa kaymasi saglanmalidir.
Diger yandan bireysel emeklilik sistemi özendirilerek tasarruf açiginin kapatilmasi amaciyla, finansal okur-yazarligin artirilmasi tesvik edilmelidir. Bu tesvik programlari sayesinde asiri tüketimden kaynakli ithal mallara olan yüksek talep, tasarrufa dolayisiyla yatirima yönlendirilmesi durumunda yerli üretim düzeyi artis gösterecek ve bireylerin gelir düzeyine olumlu olarak yansiyacaktir. Bireylerin gelir düzeylerinin yükselerek optimal tüketim davranisinda bulunmasi durumunda ise, asiri tüketimlerini tasarrufa kaydiracak ve ekonomik büyüme için ihtiyaç duyulan kaynak ihtiyaci yurtiçinden gelir düzeyi artan bireylerin tasarruflariyla saglanacaktir.
Iç talebe bagli yüksek oranli büyüme, asiri degerli TL'den, tüketime dayali ithalatin yüksek düzeyde olmasi, üretimde ara mallari ile enerjide disa bagimliliktan kaynaklanan Türkiye'de cari açik sorunu, saglam büyüme temellerine dayali yeni yapisal degisim politikalariyla giderilmeye çalisilmalidir. Türkiye ekonomisi için temel sorun kaynagi olarak görülen iç tasarruf açigi ve sermaye yetersizliginin yapisal reformlarinda isiginda yatirima dönüstürülerek disa bagimliligi azaltan bir ekonomi haline getirilmesi gerekmektedir. Bu önerilerin gerçeklesmesiyle birlikte Türkiye için en önemli sorunlarindan biri olarak görülen cari açik sorunu çözülerek, günümüzde küresel hale gelen dünya ekonomisinde yasanacak kirilganliklara karsi sürdürülebilir büyümeyi gerçeklestiren bir ekonomi haline gelecektir.
* Bu çalisma Emrah Dogan'in 13.06.2014 tarihinde Eskisehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Iktisat Anabilim Dalinda kabul edilen "Türkiye'de Cari Açik Sorununun Yapisal Nedenleri ve Ekonomik Etkileri" adli yüksek lisans tezinden üretilmistir.
1 ncf= GSYH-i-g
2 ncfr= GSMH-i-g
3 Θ katsayisini, Selçuk (1997); 0,969, Babaoglu (2005) ;1,04, Oguz ve Sohrajbiv (2008); 0,93, Akçoraoglu ve Agaslan (2009); 0,95, Azgün (2011); 0,748 olarak bulmustur.
Kaynaklar
Agenor, P. , R. , Bismut, C. , Cashin P. & McDermott J. C. (1999). "Consumption Smoothing and The Current Account: Evidence for France, 1970-1996", Journal of International Money and Finance, 18(1), 1-12.
Akçaglayan, A. (2006). "Tüketim Dalgalanmalari ve Cari Islemler Dengesi: Türkiye Deneyim,19872003". Iktisat isletme ve Finans, 21(242), 34-45.
Akçay, C. . & Özler S. (1998). "Current Account Position of the Turkish Economy: Is There Any Cause for Concern?", Bogaziçi Journal Review of Social, Economic and Administrative Studies, 12(1), 39-53.
Akçoraoglu, A., & Agaslan, E. (2009). "Current Account Deficit, Sustainability and Global Financial Crisis: Evidence From Turkey, 1987-2008", Ekonomik Yaklasim, 70(72), 1-20.
Azgün, S. (2011). "Sürekli Gelir Hipotezinin Alternatif Bir Testi: Zamanlararasi Tüketim Dalgalanmalari, Ulusal Nakit Akimi ve Cari Islemler Açiklari", Ege Akademik Bakis, 11(4), 601609.
Babaoglu, B. (Haziran 2005). "Türkiye'de Cari Islemler Dengesi Sürdürülebilirligi", T.C. Merkez Bankasi Yayimlanmamis Uzmanlik Yeterlilik Tezi, Ankara.
Bernstein, M. A. & J. Griffin (2005). "Regional Differences in the Price-Elasticity of Demand for Energy", National Renewable Energy Laboratory Report, Rand Corporation, 1-104.
Binatli, A. O. & N. Sohrabji (2012). "Intertemporal Sovency of Turkey's Current Account, Panoeconomicus, 1, 89-104.
Callen, T. & Cashin, P. (1999). "Assessing External Sustainability in India", IMF Working Paper, 181, 1-30.
Campbell, J. & R. Schiller (1987). "Cointegration and Tests of Present Value Models", Journal of Political Economy, 95(5,) 1062-1088.
Cashin, P. McDermott, J. (2002). "Intertemporal Consumption Smoothing and Capital Mobility: Evidence From Australia" , Australian Economic Papers, 41(1), 82-98.
Dickey, David A. & FULLER, Wayne A.;(1981). " Likelihood Ratio Statistics for Autoregressive Time Series with a Unit Root", Econometrica, 49(4), 1057-1072.
Dogan, E. (2014). "Türkiye'de Cari Açik Sorununun Yapisal Nedenleri ve Ekonomik Etkileri", Eskisehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Eskisehir.
Erkiliç, S. (2006). "Türkiye'de Cari açigin Belirleyicileri", TCMB Uzmanlik Yeterlilik Tezi, Ankara
Esiyok, B. A. (2012). "Türkiye Ekonomisinde Cari Açik Sorunu ve Nedenleri", Finans Politik & Ekonomik Yorumlar, 49(569), 63-85.
Fan, S. & R. J. Hyndman (2008). "The Price Elasticity of Electricity Demand in South Australia and Victoria", Monash University, Business & Economic Forecasting Unit Project 08/04.
Filippini, M. (1999). "Swiss Residential Demand for Electricity", Applied Economics Letters, 6, 533- 538.
Frenkel, Jakob A. & Assaf Razin (1987). "The Mundell - Fleming Model: A Quarter Century Later", NBER Working Paper (2321), 1-71.
Ghosh, A.R. & Ostry, J.D. (1995). "The Current Account in Developing Countries: A Perspective from Consumption- Smoothing Approcah", Worldbank Economic Review, 9(2), 305-333.
Ghost, A. R. (1995). "International Capital Mobility Amongst The Major Industrazlized Countries: Too Little or Too Much?", The Economic Journal, 105(428), 107-128.
Granger, C.W.J. (1969). " Investigating Casual Relations by Econometric Models and Cross-Spectral Methods." Econometrica, 37(3), 424-438.
Johansen, S. 1988. "Statistical Analysis of Cointegration Vectors", Journal of Economic Dynamics and Control, 12(2-3), 231-254.
Insel, A. & F. Kayikci (2012). " Evaluation of Sustainability of Current Account Deficits in Turkey", Modern Economy, 3, 43-50.
Kalyoncu, H. (2005). "Sustainability of Current Account for Turkey: Intemporal Sovency Approach", Praque Economic Paper, 1, 82-88.
Karabulut, G., & Danisoglu, A. Ç. (2006). "Türkiye'de Cari Islemler Açiginin Büyümesini Etkileyen Faktörler", Gazi Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi, 8(1), 47-63.
Kaufmann, S., Scharler, J. & Winckler, G. (2002). "The Austrian Current Account Deficit: Driven by Twin Deficits or by Intertemporal Expentiture Allocation?", Empirical Economics, 27(3), 529542.
Makrydakis, S. (1999). "Consumption-Smoothing and The Excessiveness of Greece's Current Account Deficits", Empirical Economics, 24(2), 183-209.
Obstfeld, M., & Keneth, R. (1994). "Intertemporal Approach to The Current Account", NBER Working Paper, 4893, 1-75.
Oguz A. & Sohrabji N., (2008). "On the Optimality and Sustainability of Turkey's Current Account", Empir Econ , 35(3), 543-568
Ostry, J.D. (1997). "Current Account Imbalances in ASEAN Countries: Are They A Problem?", IMF Working Paper , 01/87.
Özatay, F. (2006). "Cari Islemler Dengesine Iliskin Iki Yapisal Sorun ve Mikro Reform Geregi", Uluslararasi Ekonomi ve Dis Ticaret Politikalari, 1(1), 38-50
Sach, J. (1982). "The Current Account in Macroeconomic Adjustment Process" Scandinavian Journal of Economics, 84(2), 147-159.
Saçik, S. Y. (2010). "Türkiye'de Cari Islemler Açigi Sorunu ve Borçlanma Iliskisi". Ekonomi Bilimleri Dergisi, 2(2), 113-120.
Selçuk, F.(1997). "Consumption Smoothig and The Current Account: Turkey's Experience, 19871995", Middle East Technical University in Development, 24, 519 -529.
Togan, S. & Berüment H. (2007). "The Current Account, Real Exchange Rate and Sustainability: A Methodological Framework, The Journal of International Trade and Diplomacy, 1(1), 155-192.
Yilmaz, A., & Karatas, T. (2009). "Türkiye Ekonomisinde 2001 Krizi Sonrasi Süreçte Cari Islemler Açiginin Nedenleri Üzerine Bir Inceleme". Marmara Üniversitesi I.I.B.F. Dergisi, 27(2), 69-96.
YASED. (2011). "Türkiye'nin Cari Açigi: Makro ve Mikro Açidan Nedenleri ve Çözüm Önerileri", http://www.yased.org.tr/webportal/English/insight_yased/Documents/YASED_Cari_Acik_Ra poru_2012.pdf, (Erisim Tarihi: 8 Nisan 2014).
Emrah DOGAN, H. Naci BAYRAÇ* **1
**1Emrah DOGAN, Doktora Ögrencisi, Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, emrahdgan1903@hotmail.com;
H. Naci BAYRAÇ, Yrd. Doç. Dr., Eskisehir Osmangazi Üniversitesi, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi, iktisat Bölümü, nbayrac@ogu.edu.tr
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Eskisehir Osmangazi University Dec 2014
Abstract
In recent years, high current account deficit problem has become one of the most important issues in developing countries. The aim of this study was to investigate the structural causes of this phenomenon and analyze the current account deficit causes with economic impacts in Turkey experience. This study also analyze Turkey's current account optimal sustainability and consumption behaviours between 1998 and 2013. The evolution of the current account balance is compared against a benchmark derived from an optimization model of the intertemporal consumption smoothing. Empirical results indicate that Turkey which consumes more than its permanent cash flow has foregone future consumption in favor of present consumption. In addition, between actual and optimal current account balance series confirm that Turkey's current account deficit was unsustainable for that period.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer